Bir gün bu köşeler susabilir.

İzlediğiniz bir avuç TV kanalı uydudan atılabilir.

Şunu elden bırakmayın:

Açıklamaları koyun alt alta, karşılaştırın.

Fotoğrafları dizin yan yana, kıyaslayın.

Kendi gazeteciliğinizi yapın, vicdani analizinizi yapın.

**

Örnek vereyim:

Cumhurbaşkanı’nın eşi, “90 yıllık enkazı kaldırdık” deyince…

Aklınıza Cizre’nin enkazı gelsin.

Sur’da taş taş üstünde kalmadı.

Bunu hatırlayın.

**

Birileri Anayasa’yı kritik ediyorsa…

Açın bakın Anayasa’ya, maddeleri okuyun.

Karşılaştırın.

Yine…

Bugüne kadar Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hiçbir kararına böyle şiddetli tepki gösterilmediği halde…

Neden şimdi linç ediliyor, düşünün.

**

Aralık ayının son günleri, Nokta dergisinin yayın yönetmeni ve yazı işleri müdürü tahliye edildi.

Şimdi tutuksuz yargılanıyorlar.

Can Dündar ve Erdem Gül’ün tahliyesi kadar kıyamet koparmadı.

Niye acaba, diye sorgulayın.

**

AYM, dershaneleri kapatan düzenlemeyi iptal etti.

Böyle itibarsızlaştırılıp hücuma uğramadı.

Hükümet karara uymadı, Anayasa çiğnendi ama AYM’ye kimse bir şey demedi.

Acaba neden şimdi?

Cumhurbaşkanı, “Karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” sözleriyle esasen neyi amaçlamış olabilir?

**

Hüsamettin Cindoruk dedi ki, “Aslında kendisi ile ilgili tedbir almak amacıyla yapıyor.”

Kurt politikacıya kulak verelim:

Geçen yıl üç parti Erdoğan’nın tarafsız cumhurbaşkanı olmadığı iddiasıyla AYM’ye başvurdu. Erdoğan, son çıkışıyla, çıkacak kararı tanımayacağını şimdiden ilan etti. AYM’yi tartışmaya açıp hafifleterek, kendisi için savunma mevzii oluşturdu.” (Halk TV, 1 Mart 2016)

**

Esasen AYM de…

Can Dündar ve Erdem Gül dosyasını, bekleyen onca dosyanın önüne alıp hızla karar vererek siyasi pozisyonunu almış oldu.

Kısacası ey halkım;

Henüz bir şey olmadı.

Bunlar öncü şoklar.

Ciddi bir hukuki ve Anayasal mücadele kapıda.

Dananın kuyruğu sene içinde kopar.

Fazla ötelenmez.

Kaynak: Tarık Toros – Özgür Düşünce
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...