Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan “Paralele dünyayı dar ettik, özerklik isteyenlere de ederiz” demiş.
Kesinlikle doğru bir analiz.
Bakın paralele?
Sesleri çıkıyor mu?
Çıkmıyor, çıkamıyor veya çıksa da biz duymuyoruz.
Biz neden duymuyoruz peki?
Çünkü dünyayı onlara dar ettik.
O garipler de daracık dünyalarından “Bizi duyun, bizi duyun” diye bağırıyorlar ama biz hiiiç duymuyoruz.
Hatta sadece paralel değil dünyası dar edilen.
Amerika, Rusya, Çin, Kore neden uzay çalışmalarına 30-40 yıldır ağırlık veriyor?
Çünkü adamların dünyayı okuması çok iyi.
Bu adamlar Türkiye’de AK Parti isminde bir iktidarın başa geleceğini, bu iktidarın önce yakınındaki düşmanlara sonra diğer diğer ülkelere dünyayı dar edeceklerini hesapladıklarından uzaya kaçmak için haldır huldur çalışıyorlar.
“Bu iktidar nasılsa dünyayı bize dar edecek, biz kendi küçük kavgamıza uzayda devam ederiz” deyip zırt pırt uzay aracı yolluyorlar.
Özerklik isteyenler de AK Parti tarafından dünyanın kendilerine dar edileceğinden emin oldukları için hendek kazdıklarını düşünüyorum.
Hendeklerin içine girip AK Parti’nin şerrinden kaçacaklarını, kurtulacaklarını sanmak onların içine düştüğü en büyük acizliktir.
Değil sadece hendek, evlerin altında Suriye ve Irak’a tünel kazısalar da kaçamazlar, kurtulamazlar.
Sayın Erdoğan “Dünyayı dar ederiz” derken sadece yerin üstünü değil, yerin altını da kastetmiştir.
Gelelim bu dünyayı dar etmenin taşıdığı risklere…
Gerçi Sayın Erdoğan bunun da tedbirini almıştır ama ben yine de dillendirmek istedim.
Paralelin sesi çıkmıyor ama bu umarım fırtına öncesi sessizlik değildir.
PKK nasıl ki zaman içinde PYD, YPG, KCK olarak kendinden çoğaldı umarım dünyasını dar ettiğiniz paralel de karşımıza Daralel olarak çıkmaz.