Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi “haramileri kabe yolcusu sandık” diyerek aldatılmış olmanın ölçüsünü, hizmet insanlarına göstermişti kısa bir süre önce. Bu itirafın hizmetteki etkisi büyük oldu.

Ancak Hocaefendi bu sözü hizmete zarar geldiği için değil, büyük ölçüde İslamiyetin ve din algısının içini boşaltmalarının, hem ülke hemde dünya Müslümanları açısından ne ifade ettiğini belirtmek için sarf etti.

Bugün kendisini “siyasal İslamcı” olarak tanımlayan partiler ve liderler, kendi kaybettikleri gibi ülkelerine ve İslam dünyasına da unutulmayacak zararlar verdi.

Saddam’ın eline Kuran-ı Kerimi alarak meydanlarda sallaması, ben İslamın, Iraktaki temsilcisiyim vurgusu yapması kime kazandırdı ve kaybettirdi?

Libya’nın Kaddafisi mesela. Halkını daima küçük gören, kendisi saraylarda yaşarken, halkı açlık içinde zulüm gören Kaddafi. Hayatının bir lağım çukurunda, muhalifler tarafından bitirileceğini bilseydi, İslam maskesiyle insanlara zulüm yapıp, zevk ve sefa içinde gezer miydi?

Suriye’ye gidelim. Eğer Rusya ve Amerika’nın  çıkarları olmasaydı Esed 1 dakika bile duramazdı koltuğunda. Oda İslam maskesi altında halkına eziyet eden, eli kanlı diktatörün biri.

Maalesef bu anlamda çoğaltılabilecek çok örnek var İslam ülkelerinde.

TÜRKİYE ÇOK MU FARKLI?

 

İslam maskesinin en çok kullanıldığı ülkelerden birisi de Türkiye. 2002 yılında muhafazakar ve İslami kitleyi temsilen iktidara gelen Ak parti, kendisini Akp’ye eviren zararlı seçimleri yapmaktan geri durmadı.

Başörtüsü sorununun yüzeysel olarak çözülmesi halk tarafından büyük alkış aldı, ardından hiç bir akademik başarısı olmayan imam hatip liseleri çoğaltıldı. Her mahalleye bir cami yapıldı ancak içindeki cemaatin zihinleri boşaltıldı. İslam adına tepki eşikleri sıfırlanarak! Bütün bu icraatlar, hamasi nutuklarla da birleşince de, hedef kitle efsunlanmış biçimde her şeye inanmaya hazır hale getirildi.

Yolsuzluk ve hırsızlık iddialarına çalıyor ama çalışıyor cevabını veren sözde ”namazlı abdestli” bir kitle çıktı meydana.

 

Çalıyorsa benim cebimden çalıyor sana ne, diyerek bu iddiaları farkında olmadan kabullenen, eğitimsiz bir kitle doğdu bir anda.

 

Peygambere gurur yaptı diyen, Cumhurbaşkanına ikinci peygamber diyen, onun yaptıklarına sünnettir diyen, Allah benim ömrümden alsın, senin ömrüne versin diyen edepsizleri de gördü bu ülke. Ve bunca edepsizliğe göz yuman efsunlanmış topluluğu da.

 

28 Şubat döneminde ortaya çıkan şarlatanlar 2015 Türkiyesinde de ortaya çıkmıştı. Hatırlasanız sakallı bir adam karşısında bulunan kitleye bir gün Mescid-i Nebevi’de uyurken rüya gördüğünü ve rüyasında da Ahmet Davutoğlu ile karşılaştığını anlatıyordu.

Zaten karşısındaki kitleye ne anlatırsan anlat, başına dini bir kaç kavram koyup uhrevi bir anlatım yapınca ne versen yiyorlar.

Bu sakallı adam Davutoğlu’nun sağ yakasında ”cennet birim kodu” sol yakasında da ”Başbakan” yazısı gördüğünü söylemiş ve Başbakanlığın, Peygamber efendimiz tarafından verildiği saçmalığını dile getirmişti.

 

O ZAMAN SORALIM!

 

– Peygamber Efendimiz tarafından verilen görev Allah’ın  haricinde kimin tarafından alınabilir?

 

– Efendimiz bir görev verirken veya karar alırken ”vahiy” noktasını dikkate alarak vermiştir. O zaman Davutoğlu vahiy konusu mu oldu?

 

– Bunca zulme, haksızlığa, adaletsizliğe göz yumsun diye Efendimiz Başbakanlık vazifesi vermiş Davutoğlu’na öyle mi?

 

– Efendimizin namını güneşin doğup battığı yere, canı pahasına ulaştırmaya çalışanlara zulüm etsin diye Davutoğlu’na yetki vermiş öyle mi?

 

– Hayber’de Hz.Ali’ye, Hendek’te Selman-ı Faris’e, Uhud’da Hz.Hamza’ya güvenen ve görev veren Efendimiz, şirkin, günahın, ahlaksızlığın sıradanlaştığı bir ortamda, Davutoğlu,’na görev vermiş öyle mi?

 

İÇİMİZDEKİ BEYİNSİZLERİ YÜZÜNDEN BİZLERİ HELAK ETME YA RAB!

 

Onca şey bir kenara, anlatılanlara şaşıran, pür dikkat dinleyen ve inanan o insanlara veyl olsun!  Efsunlanmış, zihinleri ipotek altına alınmış insanlardan bir şey beklememek gerek. Sabrı tavsiye eden ve sabr edenleri feraha ulaştırma vaadinde bulunan Allah’a teslim olmak yeterli.

 

”İmhal eden ancak ihmal etmeyen Allah, kendisine hizmet edenleri yolda bırakmayacaktır”.

 

 Son olarak Hocaefendi’nin duası ile yazımızı bitirelim.

”Allahım hizmet insanlarına zulüm edenlerin, onlara çete diyenlerin, hain diyenlerin, terörist diyenlerin birliklerini boz” Amin!

 

İDEAL ÖZEL / İDEAL HABER