Melih Gökçek direnebilir mi bilmiyorum ama siyaset bilimi literatürü bize Melih Gökçek direnirse kimin kazanacağına dair bir takım ipuçları veriyor.
Literatüre göre diktatörüler bir kaç faklı şekilde iktidardan gidiyor. Bunlardan biri ölüm. Bazı diktatörler koltuklarını öldükleri zaman bırakıyor. İkinci gidiş şekli darbe veya devrim. İran Şahı’ndan Latin Amerika diktatörlerine bir çok örnek var bu şekilde iktidardan ayrılan. Üçüncü yöntem ise parti içinden alternatif bir sesin çıkması. Erdoğan ilk iki yolu tıkadığını düşünüyor olmalı ki parti içinde güçlü isimleri temizleyip yerine “düşük profilli” isimleri seçiyor. Böylece parti içinden kendisine alternatif bir liderin çıkmasını önlemeye çalışıyor.
Ahmet Davutoğlu’ndan Abdullah Gül’e Bülent Arınç’tan Kadir Topbaş’a tasfiye edilen, kovulan ne kadar güçlü kişi varsa hepsinin partiden uzaklaştırılma nedeni bu. Erdoğan zayıfladığında yerine alternatif olacak isimler olmamalı.
Bu anlamda son kalan partinin “yaramaz çocuğu” Melih Gökçek’in temizlenmesi elzem. Artık Erdoğan açıktan tehdit ederek Gökçek’in ayrılmasını istiyor.
Peki Gökçek direnirse kim kazanır?
Birçok gözlemcinin beklentisinin aksine Gökçek direnirse Erdoğan kazanmaz. Gökçek direnirse Gökçek kazanır. Bu konuda yine siyaset bilimi literatürü ve Türkiye’de siyaset pratikleri bize bir takım ipuçları veriyor.
Gökçek direnirse tıpkı Venezuella diktatörüne direnen eski ortağı Başkent Karakas belediye başkanı gibi muhelefet odağı olur. Bu konuyu açacağım ama bir takım okurların aklına Meral Akşener sorusunun geldiğini biliyorum. O yüzden bir parağraf açıp artık Meral Akşener’in neden muhalefet odağı olamayacağını anlatayım. Sonra yeniden Gökçek neden kazanır konusuna dönelim.
Meral Akşener iyi bir muhalefet odağı olarak ortaya çıkmıştı. Ancak dikkat ederseniz son dönemlerde sesi bıçak gibi kesildi. Ne bir hareket ne de bir ses var. Bunun bir kaç nedeni var. Akşener mazlumların ve adaletsizliğin karşısında muhafazakar kiltenin sesi olarak çıkıyordu. Bu yüzden anlamlı bir çıkış yakalamıştı. Ancak işkenceci Doğu Perinçek’in adamı Ali Türkşen’i partiye alarak Akşener rüzgarını dolduran muhafazaker muhalif aydınlar ve yazarların frene basmasına neden oldu. Bir parti kitlelerin oyuyla iktidara gelir ama o partiyi kitlelere ulaştıracak rüzgarı aydınlar sağlar. Akşener havuz yazarlarından destek alamaz. Solcular da zaten partileri var destek vermezler. Milliyetçiler zaten bölünmüş ve bir çok milliyetçi aydın ve yazar halen MHP çatısı altında. Akşener’in muhafazakar kitlelere ulaşmasını sağlayacak muhafazakar aydın kitle Cemaate yakın yazarlar ve onların mağduriyetidyi. Akşener Erdoğan’ın uydurduğu “FETÖCÜ” damgasından kurtulamak için bir işkenceciyi Doğu Perinçek’in infazcısını yanına alarak o eleştirilerden kurtulmak istedi. Ancak bu da rüzgarının sönmesine neden oldu. Bu bakımdan Akşener raydan çıkardığı treni yeniden rayına koyana kadar bir muhalefet odağı olamaz. Onu kitlelere ulaştıracak aydın yazar rüzagarını arkasına almadan hiç bir yere gidemez. Ayrıca Akşener kokrusuz kadın imajıyla biliniyordu. Erdoğan’ın uydurduğu “FETÖ” heyyulasından korktuğunu belli ederek imajını sarstı.
Gökçek konusuna yeniden dönelim. Gökçek direnirse Erdoğan kaybeder çünkü:
- Erdoğan “dokunulmaz sorgulanmaz” imajını yitireceği için parti içindeki mutlak hakimiyeti ve imajı yara alacaktır. Israrla ve özenle kurduğu Erdoğan’ın “Reis” imajının çizilmesi siyaseten sonunu hızlandırır. İmajı çizilmiş bir Erdoğan’ın bunca iç ve dış muhalefete rağmen kazanması mümkün değil. Erdoğan’ı ayakta tutan tek şey içeriden birinin “yeter be” dememesi. Bunu demeye kimse cesaret edemediği için partide ve dışarıda Erdoğan’ın yaptıklarının artık çizmeyi aştığını bildiği halde susan kitle susarak Erdoğa’ın var olmasını sağlıyor.
- Erdoğan’ın tasfiye ettiği hiç bir kişi kazanamadı. Ne Abdullah Gül ne Bülent Arınç ne de başkası Erdoğan partiden kimi tasfiye ettiyse arkasından Erdoğan’ın propaganda tehdit ve mafya sistemi o insanların itibarını bitirmek için elinden geleni yaptı. En son Ahmet Davutoğlu’nun haline bakın. Bir paçavraya döndürüldü. Böylece biz şunu net olarak biliyoruz: Erdoğan’ın tasfiye ettiği hiç kimse kazanmadı. Erdoğan siyaseten mezara yatırdığı kişilerin üstünü –belki çıkarlar diye- hep gazap toprağıyla gömdü. Artık o gazap toprağının altından ne Gül’ün ne Davutoğlu’nun ne de Arınç’ın çıkma ihtimali yoktur. Eğer Erdoğan’a direnmeden onun dediğini yapan zaten kaybediyorsa direnen otomatikmen direniş sembolü olarak kazanacaktır.
- Erdoğan’ın çıkışı Belediye başkanlıklarını almakla başlamıştı. Düşüşü de Belediye başkanlıklarını kaybederek olacaktır. Bu yüzden özellikle Ankara ve İstanbul belediye başkanlıklarını almak hayati önem taşıyor. Bu da Melih Gökçek’in eline müthiş bir fırsat veriyor. Zaten geçen seçimde şaibeli bir şekilde kazanılan Ankara seçimleri önümüzdeki seçimlerde Gökçek’in şaibe artı seçmen besleme yöntemi olmadan kazanılamaz. Hatta Gökçek Ankara’da bağımsız ya da bir parti adayı olursa Ankara oyları üçe bölüneceği için Gökçek’in kazanma ihtimali daha fazla. Geçen seçimde Mansur Yavaş’a kerhen ve sırf AKP’ye muhalif olduğu için oy veren strtatejik seçmen kitlesi bu seçimde yine muhalif olduğu için ve Gökçek’e yönelebilecektir. Bu noktada Hugo Chavez’in eski adamı Başkent Karakas belediye başkanının şimdiki muhalefet odağı olması gibi Gökçek’in önü oldukça açılacaktır.
- Erdoğan dengesiz ve paranoyak siyaset anlayışıyla batıda ciddi bir kaydı unsuru oldu. Batılı liderler Erdoğan’a alternatif bir lider arayışında. Batı da bu liderin soldan veya liberallerden çıkmayacağını biliyor. Bu liderin Muhafazakar kesimden çıkması gerekiyor ki ciddi alternatif olsun. Meral Akşener’e umut bağlayan batılı uzmanlar Akşener’in son hareketiyle bu umutlarını bir sonraki döneme ertelemeye başladı bile. Tam da bu noktada Gökçek dengeli bir direniş stratejisiyle hem batının aradığı bir lider olabilir hem de elindeki maddi manevi imkanlarla Türkiye’yi Erdoğan baskısından kurtarıp yeni ufuklara açacak bir lider olabilir. Gökçek’in bu noktada bir şansı olabilmesi için dengeli bir direniş stratejisi geliştirmesi gerekiyor.
- Burda en kritik soru Gökçek direnirse Erdoğan onu hapsedebilir mi? Bu o kadar kolay bir şey değil. Gökçek elbette bir çok yolsuzluk yaptı. Ama Gökçek’in yolsuzluklarının altında hep AKP’li encümenlerin imzası var. Gökçek aleyine başlatılacak bir yolsuzluk soruşturması Ankara’da şimdiey kadar görev yapan tüm AKP’lileri kamyonun altına atmak olur. En başta Erdoğan’ın halen oturduğu sarayın yerinin yolsuzluk soruşturmasına konu olacağını unutmamak lazım. Ucu bucağı olamyan yolsuzluk soruşturmasının kokusu Erdoğan’ın sarayını saracağından Erdoğan’ın öyle yolsuzluk soruşturması açtırması o kadar kolay değil.
- Peki Gökçek’e FETÖ soruşturması açabilir mi? Elbette açar ama bu Gökçek’in işine yarar. Bir yandan yanından uzaklaşan cemaatin desteğini alır bir yandan da 15 Temmuz’a en açık direnen Gökçek’e böylesi bir soruşturmanın başltılması tüm soruşturmaların meşruluğunu tartışmaya açacağı için o iş o kadar kolay değil..
Biliyorum bu yazının alıcısı çok az ama her zaman yaptığım gibi yapayım. Atın FAV’a bekleyin. Direnirse Gökçek kazanır…
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…
Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...