AKP ve Erdoğan, dini siyaset adına sonuna kadar kullanma ve bundan nemalanma konusunda ülkenin en önde gelen partisi ve siyasidir.

Bu günde aynı hal ve durum devam etmektedir.

Özellikle AKP bu konuda eline su dökülemez bir partidir Türk siyasi tarihinde.

Bu konu o kadar ileri safhaya gitmiştir ki, rüşvet parasıyla cami yapılan, yolsuzluk ve hırsızlık sonucu elde edilen paraları zekat parası olarak kabul eden, çalınan paranın humus olarak kabul edildiği sapkın bir anlayış, AKP ile din haline getirilmiş ve islam, adeta kirli emellerin kılıfı olarak kullanılan bir araç haline getirilmiştir.

Bu gün aynı AKP ve AKP’yi ele geçirmiş olan mecralar, yine din konusunu kullanmaya ve bu konuda yeni çalışmalar yapma hazırlığındalar.

Özellikle AKP’nin seçim zamanları gündeme getiridiği konular dikkat edin hep dini ve geçmişte dindarlara yönelik baskılarda kullanılan argümanlar olmuştur.

Bu taktik, bu ülkede hep tutmuş ve her zaman oy getirmiştir.

Erdoğan yeni bir erken seçim ve referanduma götürme hazırlıkları yaptığı şu günlerde, yine aynı argümanı piyasaya sürmeye başladı.

Yine aynı argümanlar ve figüranlar üzerinden dini sömürme ve dindarın gözünü korkutmayla yada boyamayla uyutma işine başladılar.

Bununla ilgili olarak özellikle Diyanet İşleri ve bazı din adamı görülen figüranlar kullanılıyor.

Bununla ilgili bir kaç örnek verelim.

Mesela hiç merak ettiniz mi, neden Diyanetin verdiği fetvalar ve bazı din adamı olarak bilinen kişilerin söylediği, ve toplumun büyük kesminin tepkisini çekecek söylemler çoğalmaya başladı.

Bu, özellikle planlanmış ve bir amaca matuf olarak yapılan eylemlerdir.

Bakın diyanetin verdiği fetvalar özellikle, kemalist basına servis ediliyor. Bu fetvaların haber yapıldığı ilk mecra bu kesimler oluyor.

Bu kesimlerin yaptığı bu haberler üzerinden, laik-kemalist kesim, diyanete eleştiri getireceğim diye, dine ve dindarları eleştirmeye, sanki dinin kendisi bu şekil bir anlayışta ve tüm dindarlarda bu şekil sapkın bir yaşantı sürmekteymiş gibi saldırmaya başlıyor.

Bu saldırılar başlayınca, AKP bu saldırılar üzerinden kendi tabanına ve dindar olan insanlara;

“Bakın biz hırsız da olsak, çalsakta sizin dininizi yaşamanıza olanak veriyoruz. Geçmişte sizin kızlarınızı başörtüsünden dolayı okullara almayan bu insanlara karşı sizleri koruyoruz, sizlere ikinci sınıf insan muamelesi yapan bu zihniyete karşı yanınızdayız, siz bizimle birlikte bu rahatlığa ve huzura kavuştunuz” diyor.

Din konusudan sadece şekli bir müslümanlığı olan ve dinin özüne hakim olamayan bu şekil müslümanı insanlarda, bu olanları, denilenleri, yapılanları ve geçmişte yaşananları hatırlayınca, hırsızlığını bilsede, hırsız olduklarını görsede, o kadar insan ölsede, şehitler gelsede bu partiye ve bu kişilere yinede destek veriyor ve onların günahlarını, kendi günahlarına perde ediyorlar.

Evet Türkiye’deki müslümanlar, şekilcidir.

Başörtülü bir bayan ile başörtüsü takmayan bir bayan için peşinen, sadece başörtüsünden dolayı başörtülü olana, ” iyidir, ahlaklıdır, yalan söylemez, müslüman biridir”  der.

Sakallı biri için, sadece sakalı için güvenir.

Namaz kılan, ağzında Allah olan birine hemen itimat eder.

Bu şekilci dindarlığın farkında olan AKP, bunu sonuna kadar kullanmakta, ve şekilci müslümanları yine şekiller üzerinden kontrol altında tutmaktadır.

Bu konuda AKP’nin kullandığı diğer bir figüran Cübbeli Ahmet’tir.

Cübbeli Ahmet, AKP adına, yine kamuoyunda tepkiyle karşılanacak fetvalar vermeye başladı bu sıralar. İsmailağa cemaatini bölme ve birliğini bozma adına görevlendirilmiş Cübbeli, bu misyonunu bi hakkın yerine getiriyor.

Cemaatin yaptırdığı külliyenin yıkımına neden olan sürecin başlangıcı olan şikayetin bile, Cübbeli menşeili olduğunu, yıkılan külliyenin yetkilileri dile getirmiştir.

Cübbeli burda niçin kullanılıyor peki.

Yine ülkedeki şekli müslümanların, ekranda gördükleri sakallı, cübbe giyen, ağzı iyi laf yapan, Allah peygamber diyen bir firüre kolaylıkla inanacaklarını ve bununla, istedikleri mesajları bu kitleye ulaştıracaklarını bilen AKP, Cübbeli’ye özellikle sivri çıkışlar yaptırtıyor ve bunun üzerinden ekranlarda kamuoyunda yer almasını istiyor.

Birde bu çıkışlarına karşı kemalist kesimden medya, Cübbeli’ye saldıracaz diye dine ve dindarlara saldırınca, işte AKP’nin istediği hal ortaya çıkıyor.

Şimdi bu koroya yeni birini daha eklediler.

28 şubat döneminin prvokatörü ve baş figüranı Müslüm Gündüz tekrar piyasaya çıkarıldı.

Neden.

Çünkü Müslüm Gündüz, 28 şubat mağdurlarının yaşadıklarını yeniden hatırlaması ve o eski günlerin hatırlatılması adına kullanılabilecek en önemli figürdür.

Gündüz’de, aynı koroya dahil olarak, “paralel” demeye başladı.

Yakında, “28 şubat döneminde bana kumpas kuranlar paraleldi” derse şaşırmayın.

Yakında havuz kanallarına çıkarılarak, muhafazakar kesime aba altından sopa gösterme adına konuşturulursa şaşırmayın.

Erdoğan, başkan olma adına tüm eski yeni takımı toparlıyor.

Eski figüranlar geçmişte yaşananları hatırlatma adına takıma dahil ediliyor.

Yeni figüranlar, sivri çıkışlar ile tepkileri almaya ve kemalist kesimin dine ve dindarlara karşı saldırılması adına kullanılıyor.

Diyanet, camileri AKP propoganda merkezi haline getirilmesi adına çalışıyor.

Cami imamlarını birer AKP savaşçısı haline getiriyor.

Ve şekilci bir islam anlayışına sahip olan insanlar, şekillere takılıp aslı ve özü unutarak, ülkeyi uçuruma götüren AKP zihniyetine sırf şekli olarak dindar göründükleri için desteklemeye devam ediyor.

Bu konuda, diyanete ve bu şekilde bazen sapıkça bazen yüzeysel bakıldığında tepki verilecek olan fetvalara ve söylemlere karşı, eleştiri ve tepki verilirken, dikkatli olunmalı, sert ve inciltici söylemlerden kaçınılmalı, konunun uzmanlarına danışılmalı ve onların dedikleri ön plana çıkarılmalıdır.

Aksi halde, bilerek yada bilmeyerek, AKP’nin ekmeğine yağ sürer, ve kurduğu tuzağa düşmüş oluruz.

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...