Erdoğan Gülen’den Özür Diler mi?
Fethullah Gülen cemaatine sürekli “AKP’ye karşı kullandıkları dilde ölçülü olmalarını, köprüleri atmamalarını, yarın toz duman dağılınca bir çok AKP’linin cemaati haklı bulacağını, bundan dolayı özür dileyeceklerini” ifade ediyor. Cemaatte “özür dilemeye gelecekler” beklentisi hakim.
Gülen’in bu telkinleri gizli saklı değil. Son bir yılda yaptığı tüm konuşmlarda, açık açık bu mesajı veriyor. Muhtemelen bu yüzden, cemaatin dili AKP’ye karşı daha yumuşak. Ama kendilerine zulmeden Erdoğan ve çevresindeki -hepi topu 100 kişi- “dar oligark” çevreye karşı aynı dili kullanmıyorlar.
Peki, gerçekten AKP cemaatten özür düler mi?
Bu soruyu Erdoğan’dan ayrı olarak düşünürsek cevabı basit; Evet. Bir çok AKP’li açıktan değil ama kapalı ortamlarda Cemaatin önde gelenlerine ‘size haksızlık yapılıyor’ diyorlar. Bunu Ekrem Dumanlı’da açıkladı. Ancak üstlerindeki korkunç baskı nedeniyle bunu açık açık söyleyemiyorlar.
En son Cemil Çiçek’in Cemaatten özür girişiminde bulunduğu iddiası twitterde dolaşmaya başladı. Çiçek, imajı konusunda hassas biridir. Kendisi hakkında yazdığım bir yazı nedeniyle yurt dışı gezisinden Türkiye’ye dönmeyi bile beklemeden, Nijarya’dan, beni aramış ve yazı konusunda açıklama yapmıştı. Çiçek’in ABD’de Gülen ile görüşme girişiminde bulunup bulunmadığı konusundaki suskunluğunu manidar bulduğumu belirteyim.
Yani, evet Erdoğan’dan bağımsız düşünüldüğünde, AKP’de bir çok kesim Gülen ve Cemaatinden özür dilemeye hazır. Hatta bu konuda girişimler de var. Ancak onların iradesini ipotek altına alan Erdoğan ve çevresindeki dar oligarklar bunu engelliyor.
O halde yeni soru soralım. Erdoğan ve çevresi cemaatten özür diler mi?
Bu soruyu cevaplamak için iki konuya dikkat çekmek gerkiyor. Birincisi, Erdoğan’ın U dönüşü var mı? Yani dün “kara” dediğine bugün “ak” diyen bir lider mi? U dönüşlerinde şimdiye kadar kimlerden özür diledi. Eğer Erdoğan böyle bir yapıya sahipse, yeri geldiğinde, Cemaatten de özür dileyebileceğini beklemek yanlış olmaz.
Konunun ikinci yönü, Erdoğan’ın ne zaman ve hangi şartlarda rakiplerinden özür dilediği, onların ayağına gittiği noktası. Bu iki noktayı bir yerde kesiştirebilirsek Cemaatin “özür dileyecekler” beklentisinin ne kadar gerçekçi olduğunu anlayabiliriz.
Erdoğan’ın karakterine baktığımızda sık sık U dönüşleri yapan bir lider olduğu görülür. Daha düne kadar ‘Ergenekon davasının savcısıyım’ diyen Erdoğan’ın asker tehlikesini atlattıktan sonra “beni aldatmışar, orduya kumpas kurmşular” dönüşü henüz hafızalarda. “Öcalan’la görüşen şerefsizdir” dediği halde müsteşarını onunla görüşmeye gönderdiği de unutulmuş değil. Davos’ta “one minute” çıkşının hemen arkasından “sözlerim Sayın Perez’e değil moderatöre” dediği de kayıtlada.
Yani U dönüşleri deyince Erdoğan tam anlamıyla bir U dönüşü ustası. Keskin viraj şöförü gibi. Bu konuda rallicilerle yarışır. Bu açıdan, zamanı geldiğinde, Erdoğan ve çevresinin Gülen cemaatinden özür dilemeleri gerekirse, özür dileyebilecek bir yapıda olduklarını söyleyebiliriz.
Peki Erdoğan ne zaman ve hangi şartlar altında U dönüşleri yapıyor. O şartlar ne zaman mümkün olur?
Erdoğan’ın U dönüşleri yaptığı noktalara bakacak olursak: Kendisine zararı dokunabilecek her güç ve her şart karşısında Erdoağn eğilip U dönüşü yapıyor. Almanya’ya posta koyup, Avrupa’ya gidince U dönüşü yapıyor. Öcalan’a posta koyup, zoru görünce U dönüşü yapıyor. Perez’e posta koyuyor ama Yahudi Lobisi’nden çekindiği için U dönüşü yapıyor. ‘Yahudi Cesart Madalyasını alın başınıza çalın’ diyor ama iade edip etmediği bilinmiyor. ‘Gazze’ye gideceğim’ diye söz verip gidemeyeince U dönüşü yapıyor.
O halde Erdoğan’ın U dönüşü yapacağı zaman zoru gördüğü zamandır diyebiliriz. Peki bu mümkün mü? Siyast düz bir yol değil. İnişleri ve çıkşları çok olan bir yol. Özellikle Erdoğan’ın son bir yılda yaptıkları bu yolun asfaltını söktü, yolu stabilize bir yola dönüştürdü. Stabilizie yolga giden araç çabuk yıpranır. Böyle giderse AKP aracı bir yerde şanzıman da dağıtır. İşte o şanzıman dağıttığı noktada, bu aracı topalyacak tek tamirci olarak Cemaat varsa, süklüm püklüm Cemaatin kapısına gider ve özür dilerler. Bunun ne zaman olacağı ise Cemaatin bu seçimlerde AKP’den ne kadar oy götüreceğine bağlı…
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...