Yeni Hayat Gazetesi yazarı Aydoğan Vatandaş ABD-İsrail-Rusya üçgeninde İHH krizi ve devletler arasındaki yakınlaşmaların nedenlerini yazdı.

Aydoğan Vatandaş, Rusya’nın, İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın ismini de anarak, İHH’nın Kuveyt Türk’ün yanı sıra, Al Baraka Türk, Ziraat Bankası ve Vakıf Bank’taki çeşitli hesaplar üzerinden, IŞİD’in silah tedarikine destek olduğunu iddia ettiğini;

ABD Hazine Bakanlığı Finansal Suçlar Dairesi ve Terörizmin Finansmanı Dairesi’nin 2009-2015 yılları arasındaki en önemli ismi Cohen’in 2009 Aralık ayında, Türkiye’ye yaptığı bir ziyaret sırasında dönemin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’na İHH’nın HAMAS’a yardım etmesi dolayısıyla duydukları kaygıyı ilettiğini;

Mavi Marmara olayından sonra ABD, İHH’yı terör bağlantısı bağlamında incelemeye aldığını;

Amerikan Hazine Bakanlığı’nın, İHH’yı kara listeye alabileceği gibi; İHH’nın, Kuveyt Türk örneğinde olduğu üzere çeşitli davaların hedefi olabileceğini ve adı geçen diğer Türk bankalarını da zor durumda bırakabileceğini yazdı ve ekledi:

Erdoğan ve kurmaylarının İHH’yı daha fazla taşınamaz bulması biraz da bu yüzden.

İşte Aydoğan Vatandaş’ın o analizi:

ABD-İsrail-Rusya Üçgeninde İHH Krizi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İHH ile ilgili sözleri sadece İsrail ile yakınlaşmanın bir sonucu gibi gözükse de aslında durumun Rusya Federasyonu’na ve ABD’ye bakan tarafları da var. Bilindiği gibi İsrail ile yakınlaşma Rusya ile uzlaşma süreciyle aynı zamanda gündeme geldi.

Rusya Federasyonu, 2015 sonbaharından başlamak üzere Türkiye ile IŞİD arasında illegal petrol ticareti olduğu iddialarını dünya kamuoyunun gündemine getirdi. Rusya, siyasi ve askeri yetkilileri üzerinden sürdürdüğü bu iddialarını 29 Ocak 2016 tarihinde ilk olarak Büyükelçi V. Churkin imzasıyla BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerinin gündemine soktu. Söz konusu dökümanda daha bir çok iddianın yanı sıra, İHH da dört Türk Bankası’nda açtığı hesaplar üzerinden IŞİD’e para aktarmakla suçlanıyordu.

Rusya, İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın ismini de anarak, İHH’nın Kuveyt Türk’ün yanı sıra, Al Baraka Türk, Ziraat Bankası ve Vakıf Bank’taki çeşitli hesaplar üzerinden, IŞİD’in silah tedarikine destek olduğunu iddia etti. Türkiye’nin BM nezdindeki daimi büyükelçiliği 9 Şubat 2016 tarihinde, Büyükelçi Halit Çevik imzasıyla, Rusya Federasyonu’nun ilgili mektubunda yer alan iddiaların bir kısmına cevap verdi. Ancak Söz konusu mektupta Türk tarafı, İHH ile ilgili iddialara cevap vermezken, adı geçen Türk bankalarına da atıf yapılmadı.

Türk Dışişleri, Türkiye’nin NATO ülkesi olması ve Rusya kaynaklı haber ve iddiaların Batı’da şüpheyle karşılanacağı varsayımıyla iddiaları yeterince ciddiye almadı. Ancak ABD’nin California eyaletinde Suriyeli Hristiyanların Kuveyt Türk Katılım Bankası aleyhine, IŞİD’e yardım ve yataklıktan dava açması, durumun hiç de öyle olmadığını gözler önüne serdi.

Erdoğan ve kurmayları, Kuveyt Türk aleyhine açılan davada Rusya Federasyonu’nun izlerini gördü ve İHH üzerinden 3 Türk bankası aleyhine de dava açılabileceğini farketti. Nitekim, Hürriyet gazetesinin eski Ankara Temsilcisi Metehan Demir, 3 Mart 2016 tarihinde yazdığı yazısında, Washington’un da Ankara’yı IŞİD’e para transferi yaptığı gerekçesiyle 3 Türk bankasının mercek altında olduğu konusunda uyardığını yazmıştı. Dolayısıyla, sadece İHH aleyhinde değil, İHH ile birlikte 3 Türk bankasının da tehlike altında olduğu, dolayısıyla da İHH’nın daha fazla tolere edilemeyeceği değerlendirildi.

ABD Hazine Bakanlığı Finansal Suçlar Dairesi ve Terörizmin Finansmanı Dairesi’nin 2009-2015 yılları arasındaki en önemli ismi hiç kuşkusuz David Cohen. David Cohen, 2015 Şubatında CIA’nin Başkan yardımcılığına getirildi. Cohen’in İHH’ya olan ilgisi 2009 yılına, CIA’ninki ise 1996 yılına kadar gidiyor. Nitekim, 4 Aralık 2009 tarihli bir Amerikan diplomatik yazışmasına göre Cohen, ilk olarak 2009 Aralık ayında, Türkiye’ye yaptığı bir ziyaret sırasında dönemin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’na, İHH’nın HAMAS’a yardım etmesi dolayısıyla duydukları kaygıyı iletti. Sinirlioğlu ise Cohen’in iddiasını, söz konusu yardım kuruluşunu pek tanımadığı şeklinde diplomatik bir cevapla geçiştirmişti.

Anlaşılan, 1996 tarihinde CIA açısından ‘kaygı verici’ bulunan İHH, 2009’da ABD Hazine Bakanlığının gündemindeydi. 2010 Mavi Marmara olayıyla ise daha fazla mercek altına alındı. Bu arada İsrail, feribottaki İHH eylemcilerinden birinin Gazze Şeridi’ne El Kaide üyelerinin sızdırılmasına yardımcı olduğunu bildirdi. Mavi Marmara olayından sonra ABD, İHH’yı terör bağlantısı bağlamında incelemeye aldı. Şimdi Rusya Federasyonu’nun iddiaları çerçevesinde daha ciddi gelişmeler de yaşanabilir.

İHH’nın bugün CIA’nin Başkan yardımcısı olan David Cohen’in hala yakın markajında olabileceğini söylemeye gerek bile yok. Amerikan Hazine Bakanlığı, İHH’yı kara listeye alabileceği gibi; İHH, Kuveyt Türk örneğinde olduğu üzere çeşitli davaların hedefi olabilir ve adı geçen diğer Türk bankalarını da zor durumda bırakabilir. Erdoğan ve kurmaylarının İHH’yı daha fazla taşınamaz bulması biraz da bu yüzden.

erdogan-096.jpg

KAYNAK: YENİ HAYAT/AKTİF HABER