Son dönemde Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetine karşı yazdığım eleştirileri birileri düşmanlık olarak okuyor, anlıyor ve anlatıyor. Benim böyle bir düşmanlığım yok. Sadece bir mantık zinciri içinde AKP’nin, neden, nerede, nasıl, ne zaman hatalar yaptığını anlatmaya çalışıyorum. Eleştiri babında yazdığım yazıların her biri asılında bu mantık zincirinin birer halkası olarak düşünülmüş yazılar. Bu kapsamda bugün AKP ve Erdoğan’ın son bir yıl içinde neden tutarsız ve siyaseten yanlış adımlar atmaya başladığını anlatmaya çalışacağım. Çoğu AKP seçmeninin de kabul ettiği gibi Erdoğan son bir yıl içinde hata üstüne hata yapıyor. Oysa aynı Erdoğan geçen 9 yıl içinde toplamda son bir yıl içinde yaptığı kadar hata yapmadı. Erdoğan’ın arkası arkasına yaptığı bu hataları değişik nedenlere bağlayanlar var.
Bir argümana göre özellikle 12 Eylül referandumundan sonra Erdoğan’ın önünde bir direnç noktası kalmadığından, Erdoğan’da siyasi duruşunu bir zihin haritasına bağlı olarak değil reaksiyoner duruş olarak benimsediğinden yanlışlar yapıyor. Önünde direnç gösteren bir yapı kalmadığından, o direnci aşmak için gereken demokratik reformları yapma ihtiyacı hissetmiyor bu nedenle de hata yapıyor. Bir başka görüşe göre Erdoğan ilkesini kaybetti. Her şeyi başkan olabilmek için mübah görmeye başladığından bu yana hatalar yapmaya başladı.
Ben, üçüncü görüşün daha doğru olduğu kanaatindeyim. Bana göre Erdoğan’ın 2007 seçimlerinden sonra başlayıp 2011 seçimlerinden sonra iyice değişen bir bürokrasi çevresi var. Bu çevre Anayasa Mahkemesi AKP’yi kapatmayınca AKP ve Erdoğan’ın kalıcı olacağını gördü ve AKP’nin yanına yanaşmaya başladı. Daha sonra da klasik Ankara taktikleriyle Erdoğan’ı ve AKP’yi ikna edip Erdoğan’ın çevresine yerleşti. Erdoğan’ı bu çevre çoğu konuda yanlış yönlendiriyor ve yanlış bilgilendiriyor. Erdoğan’ın hata yapmasının esas nedeni de bu çevreyi çok dinlemesi.
Bu çevre AKP ve Erdoğan’ı ikna etmek için değişik taktikler kullanıyor. En önemli taktiklerden biri bulundukları konumları nedeniyle tanıştıkları dindar kanaat önderlerinin referansını da kullanarak Erdoğan’a kendilerini dindar ve hatta Milli Görüşçü olarak tanıtmaları. Örneğin çok önemli bir kurumun Genel Müdürü AKP’nin ilk dönemleri de dahil, bürokratlar AKP’yi kalıcı değil gidici olarak gördükleri dönemlerde, Ramazan aylarında görev yaptığı yerlerde sigara içer oruç tutuğunu bildiği personeline ve çevresine özellikle bunu gösterirdi. Ancak bu şahıs daha AKP Anayasa Mahkemesi’nden beraat alınca birden dindarlaştı ve AKP’den önemli kadro kaptı. Ankara benzer genel müdürlerle dolu bir münafıklar başkentiydi hep, bu dönemde de değişen bir şey yok. İşte “bu çevre”, Erdoğan ve AKP liderlerini çok net bir şekilde yanlış bilgilendirip yönlendiriyor. Erdoğan da bu bürokratları kendisi görevlendirdiği için onlara güveniyor ve yanlış yapıyor.
Birkaç örnek vermek sanırım yeterli olur. Bunlardan kuşkusuz en önemlisi Uludere faciasıdır. Normalde bildiğimiz tanıdığımız insanların derdiyle dertlenen Erdoğan Uludere faciasında sadece kendi hisleri ve duygularıyla hareket etse Uludere olayından hemen sonra özür diler ve olayın faillerinin ortaya çıkması için elinden geleni yapardı. Ancak Uludere olayının oluğu gün ve takip eden günlerde Erdoğan Uludere konusuna girdikçe açıkça görüldü ki Erdoğan fena halde yanıltıyor ve yanlış bilgilerle yönlendiriliyor. Örneğin köylülerin elinde mayın haritaları olduğunu bu nedenle de mayına basmadığını düşünüyor Erdoğan. Bunu da kürsüden açıklıyor. Bu apaçık yanlış bilgi bize Erdoğan’ın fena halde yanıltıldığını gösteriyor.
Suriye’de düşürülen uçak krizinde yeni çıkan her bilgi Erdoğan’ın ilk gün yaptığı açıklamaları yalanlıyor ve Erdoğan’ın fena halde yanıltıldığını gösteriyor. Erdoğan’ın Arap dünyasındaki popüler imajını yerle bir eden Suriye krizi sonrası Erdoğan’ın verdiği her bilgi Erdoğan’ı sözüne güvenilmez bir yalancı çoban konumuna indirgedi. Oysa Erdoğan’ın Ortadoğu’daki karizmasının tek nedeni vardı: Sözüne güvenilir lider. Suriye krizi sürecinde Erdoğan’ın çevresinin verdiği bilgiler yanlış çıktıkça Erdoğan’ın karizması da sarsılıyor. Bu örnek de Erdoğan’ın aslında çevresi tarafından yanıltıldığını gösteriyor.
Üçüncü örnek yine AKP cemaat kriziyle ilgili. Erdoğan’ın çevresinde birileri Cemaatin içinde bir şahin kanat olduğunu ve Erdoğan’ı yemek için operasyon yaptığı konusunda Erdoğan’ı inandırmışlar görünüyor. Bu durum MİT kriziyle açığa çıktı. Erdoğan bu saçmalığa o kadar inanmış görünüyor ki kendisinden beklenmeyecek davranışlarda bulunuyor.
Erdoğan’a yakın medya organları sürekli aslında “iki cemaat var” “iyi cemaat” “kötü cemaat” gibi saçma sapan kavramsallaştırmalarla bir cemaat okuması yapıyor. Bu da Erdoğan’ın cemaat konusunda fena halde yanlış bilgilendirildiğini gösteriyor. Erdoğan’ın yanıltıldığını şu şekilde anlayabiliriz. Diyelim ki “cemaatçi şahinler” Erdoğan’a kafayı taktılar ve ona MİT kriziyle operasyon yaptılar. O halde biri şunu mantıklı bir şekilde anlatmalı. Aynı cemaat 2011 seçimlerinde canla başla çalışıp AKP’yi desteklemişti. 6 ay içinde değişen hiçbir şey yokken cemaat neden AKP’ye operasyon yapmaya kalksın? Velev ki operasyon yapmaya kalktı diyelim. Erdoğan’ı bitirmek isteyen cemaat neden MİT üzerinden yapsın bunu? “Tamamen duygusal” hiç mi yanlışı yok AKP’nin de saçma sapan bir yöntemle MİT üzerinden karşı atak yapılsın? Bu sorular bize gösteriyor ki Erdoğan cemaat hakkında da fena halde maniple edildi ve bu nedenle MİT’e talimat verip cemaate yakın bürokratları fişletip onları tasfiye etmek istedi.
Her üç olayda da Erdoğan’ın karizması fena halde çizildi. Böyle devam ederse arkası gelecek gibi görünüyor. Zira bilgiyle yapılan hesap ne kadar doğru yapılırsa yapılsın doğru sonuç vermez…
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…
Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...