Erdoğan çok zor durumda.

Hem ülkenin içinde bulunduğu durum, hemde dünyada değişen dengeler ve denklemler Erdoğan’ın korkulu rüyası olan sonuna doğru gidişini hızlandırıyor.

Özellikle Türkiye’de 1 kasım seçimlerinden sonra, istikrar diyerek oy toplayan AKP’nin, seçimlerden onca süre geçmesine rağmen, hala istikrarı sağlayamamış olması, hatta daha da kötüye doğru gidişinden, ülke insanının çok büyük bir kısmı Erdoğan’ı sorumlu tutuyor.

Evet ülkede Davutoğlu’nun başında olduğu bir AKP hükümeti var ama, halk AKP’ninde Davutoğlu’nunda göstermelik oyuncular olduğunu ve asıl perde arkasında tüm kontrolün Erdoğan’ın elinde olduğunu biliyor.

Bu nedenle ülkenin şuan içinde olduğu çıkmazın sorumlusu olarak Erdoğan’ı görüyorlar.

Havuz medyasının alg ve hipnozlar artık fayda vermemeye başladı.

Halk narkozdan çıkmış değil ama, narkozun etkisinin geçmeye başlaması ve halkın ara sıra gözlerini açması bile Erdoğan’ın uykularını kaçırıyor.

İşte böyle zor durumda olan ve köşeye sıkışmış olan Erdoğan’ın kafasında iki plan vardı.

1- Erken seçim

Erdoğan, kendisinin oyun dışına çıkarılacağını ve üstünün çizildiğinin farkında ve biliyor.

Buna engel olma adına elindeki en büyük koz olarak baskın bir seçime giderek kendisini başkan yapmayı planlıyordu.

Zira başkan olmakla, hem sistemi değiştirmiş olacak, hemde kendisine alternatif olarak seçilenleri devre dışı bırakmış olacaktı.

Fakat bu planını Bülent Arınç’ın açıklamaları bozdu.

Zira, Bülent Arınç bu açıklamalarını hep dediğim gibi şahsi fikri olarak değil, bir topluluğun sözcüsü olarak söyledi. Ve bu toplulukta şuan AKP’de olan çok sayıda vekilde var.

Hatta hükümette var.

Bunun böyle olduğunu Erdoğan’da biliyor.

Fakat asıl Erdoğan’ı zora sokan konu, baskın bir seçimde Erdoğan-Davutoğlu kavgası sonucunda oluşacak olan ortamda seçimlerden istediği sonucu alamama korkusu.

Zira böyle bir kavganın oalcağı çok net ortaya çıktı.

Bunun en önemli işareti hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş’un anayasa çalışmalarında başkanlık konusunun öncelikli konu olmadığını ilan etmesidir.

Bu çıkış ile Erdoğan adeta ters köşe yapılmıştır.

Bunun yanında, seçimlerde kullanılacak imkanlarında büyük oranda hükümetin elinde olması, Davutoğlu’nun kendi medyasını oluşturmaya başlaması, ve havuzda meydana gelecek bölünmelerden dolayı, halkı uyutma işininde sekteye uğrayacağını gördü Erdoğan.

Bu nedenle bu şartlarda erken seçim seçeneğinin aleyhine olacağını biliyor ve diğer seçeneğe yönelmeye karar verdi.

2-Suriye ile savaş

Suriye ile savaş mevzusu uzun süredir konuşulan ve dillendirilen bir konu. Özellikle Fuat Avni bu konuda Erdoğan’ın neler düşündüğünü ve bu savaş ile neleri yapmayı planladığını defalarca yazdı.

Erdoğan’ın bu amacının karşısında ordu bu güne kadar dik durdu ve ülkeyi, bir bölünmeye ve felakete sürükleyecek olan böyle bir savaşa müsaade etmedi.

Bu gün bu konunun tekrar gündeme gelmesi, iç komuoyunda değişen dengeler ve Erdoğan’ın erken seçimle istediklerini elde edemeyeceğini görmesi olmuştur.

Daha önce Süleyman Şah türbesini sandukaya koyup kaçan Erdoğan zihniyeti,

Daha önce Reyhanlı’da 52 vatandaşın katledilmesindne sonra Suriyeye savaş açmayan Erdoğan hükümeti,

Ceylanpınar’da evlere isabet eden havan topuyla halkı katledildikten sonra Suriye’ye savaş açmayan Erdoğan ve çevresi,

Rusya ile savaşmayı bile göze alarak, ortada hiç bir somut sebep yokken Suriye ile savaş istemesinin tek sebebi, Erdoğan’ın kurtarılmasıdır.

Suriye ile yapılacak olan bir savaşta, vatan değil Erdoğan korunmuş olacak.

Ve insanların katledildiği, çocukların yetim kalacağı bu savaş Erdoğan adına ve onun yaptığı ve işlediği suçlardan kurtarılması adına olacaktır.

Bu hamlesine karşı Ordunun dik durması gerek. Bu güne kadar bu konuda Erdoğan’a karşı dik duran ve böyle kirli bir savaşa girmeyen ordunun bu duruşunu devam ettirmesi lazım.

Ordunun Suriye ile savaşa girmesi meselesi ayrıca Erdoğan ve Perinçek ortak yapımı bir plandır.

Zira bu sayede, Erdoğan ülkede oluşacak olan savaş halinden yararlanarak kendi sonunu geciktirecek ve siyasette istediği hamleleri yapacak.

Perinçek ekibide, ordu içerisinde yapmayı planladığı dizaynı yapma fırsatına sahip olacak.

Zira ordu içerisinde şu sıralar inanılmaz bir savaş var. Ordunun içerisinde güçler savaşı var.

Ordu, Perinçek ekibinin Erdoğan eliyle ordu içerisinde yapmayı istediği değişime karşı duruyor ve bunu engellemeye çalışıyor.

Bu konuda çok ciddi mücadeleler oluyor perde arkasında.

Bu mücadelede Perinçek-Erdoğan ekibinin başarılı olup bu değişikliği yapmaları adına Suriye ile bir savaş istedikleri bir durum.

Bunu bilen ordunun komuta kademesinin önemli bir bölümü buna karşı direniyorlar.

Umarım bu konuda dik duruşlarına devam ederler ve böyle bir maceraya ülkeyi sürüklemezler.

Umarım Erdoğan bu konuda ısrarına devam etmez ve daha kötü sonuçlara sebebiyet vermez.

Öyle yada böyle, Türkiye’de Erdoğan döneminin bitişinin sürecine girilmiş durumdadır.

Ve bunun ne kadar süreceği ilerleyen günlerde oluşacak gelişmelerle yakından ilgilidir.

 

FUAT BARAN