CHP Milletvekili, emekli Albay Dursun Çiçek, iktidarın, paralel yapı denen örgütten, menfaatleri çatıştığı için hesap sorduğunu belirterek, “Sıra, onları azmettiren ve siyasi ortam hazırlayan iktidardan, adalet önünde hesap sormaya geliyor” dedi.
İlk bakışta bu açıklama Ergenekon’un, AKP’ye istediğini yaptırdıktan sonra, sıranın AKP’ye geldiğini ilan etmesi olarak algılanabilir.
Fakat ben, bu açıklamanın böyle okunması gerektiğini düşünmüyorum.
Bence Çiçek’in sözlerinin asıl amacı, Ergenekon’un altın yumurtlayan tavuğu olan AKP’yi koruma altına almaktır.
Nasıl mı? Buyurun, birlikte analiz edelim sayın milletvekilinin ifadesini:
1- Dursun Çiçek gibi, askeriyede yetişmiş ve “İrtica ile Mücadele Eylem Planı”nı hazırlama düzeyindeki bir ismin, AKP’ye yapılacak bir operasyonu, kameraların karşısına geçip ulu orta ilan etmesi kulağa mantıklı gelmiyor.
Yıllarca psikolojik ve sosyolojik harp eğitimi almış ve bu eğitimi, eylem planları hazırlama boyutunda uygulamaya koyabilmiş olan Dursun Çiçek, toplumun yüzde ellisinin oyunu almış ve AKP tabanında çok sevilen Erdoğan’a ucu dokunacak bir operasyonu, ekrana çıkıp bir açıklama ile ifşa etmez.
2- Ergenekon yapılanması, altın yumurtlayan AKP tavuğunu, öyle kolay kolay kesmez diye düşünüyorum.
Düşünsenize, elinizde istediğiniz her şeyi yerine getiren bir siyasi iktidar var. Hiçbir sağlam ahlaki ve insani değeri olmayan, çıkarları ve zaafları için her şeyi yapabilen bir iktidar.
Elbette bu iktidar, şimdiki en önemli hedefiniz olan “Hizmet Hareketi’ni bitirme” adına, kullanabileceğiniz en uygun siyasi yapı olacaktır.
Neden mi?
Çünkü bu iktidar, kendisi “Allah” diye bağırırken, zekat toplamayı suç sayabiliyor.
Çünkü bu yapı, “Peygamber” diye bağırırken, O’nun sünneti olan himmet toplamayı suç kapsamında değerlendirebiliyor ve hayır yapanları, velev ki yetmiş-seksen yaşında bile olsalar, gözünü kırpmadan tutuklayabiliyor.
Çünkü bu parti, başörtüsünü serbest bırakırken, onu tutup Kabataş’ta sidiğe bulayarak pisliklerinin üzerini örtmeyi mubah görebiliyor. Tabi ki bu sırada, bilerek veya bilmeyerek onun değerini sıfırlamış olduğunu umursamadan.
Çünkü bu güruh, halkı “dindar nesil yetiştireceğiz” diye kandırmakla kalmayıp, günahsız çocuklarına tecavüz eden sapıklara siyasi ikbal namına destek çıkabiliyor.
Şimdi…
Tüm kirli çamaşırlarını tek tek kayıt altına almış olan Ergenekon, her türlü melaneti işlemeye teşne olan bu zihniyetten sonuna kadar faydalanmak istemez mi?
Derin devlet, halkın isteklerini şeklen yerine getirirken, aslen kendisne hizmet eden bir zihniyeti hemen kesiverir mi?
3- Ergenekon’un AKP zihniyetine ihale ettiği en önemli hedef, Hizmet Hareketi’ni bitirilmesiydi. Ne var ki AKP bu işi beceremedi ve bu konuda Ergenekon nezdindeki kredisini tüketmiş bulunuyor.
Bana göre Ergenekon, ihaleyi eline yüzüne bulaştıran AKP’yi hemen harcamayacak, başka işlerini gördürmek isteyecektir.
Bu işlerin başında, Cemaat’e zarar verebildikleri kadar zarar verme, dinin içinin boşaltılması ve halkın tamamiyle AKP zihniyetli şekilci sözde dindarlar haline getirilmesinin geldiğini düşünüyorum.
Hakkını teslim etmek gerek: Bu konuda AKP çok başarılı bir performans sergiliyor.
Din ve dindar olgusu, tarihte olmadığı kadar zarar görmüştür bugün Türkiye’de.
Bu açıdan bakıldığında, AKP’nin ortadan kaldırılmasının, Cemaat’in temsil ettiği gerçek dini değerlere halkın kayması anlamına geleceği açıktır.
Ayrıca, AKP’nin ortaya çıkacak her pisliğinin, Cemaat’in hanesine artı olarak yazılacağını da biliyorlar.
Böyle bir durumda, onca yalan ve iftira ile, halk nezdinde öcü olarak gösterilmeye çalışılan Hizmet Hareketi’nin paklığı ve haklılığı da halka ilan edilmiş olacaktır.
Ve bunu da Ergenekon asla istemeyecektir.
Aksi takdirde, bunca saldırıdan sonra yok olmayan Hizmet Hareketi, eskisinden daha güçlü bir hale gelecektir ki bu Ergenekon’un bittiğinin resmi olacaktır.
4- Ergenekon’un, AKP’yi kullanarak ulaşmak istediği bir diğer gaye de TSK’nın kendi isteklerine göre dizayn edilmesidir.
Bu konuda, AKP ve Ergenekon’un tam istedikleri gibi bir operasyon yapabildiklerini zannetmiyorum.
Bunu yapmanın tek yolunun, TSK’yı Suriye ile bir savaşa sokmak olduğuna inanıyorlar.
Suriye ile bir savaşa girmeden ve bununla orduda istenilen düzenlemeler yapılmadan, kullanışlı anahtar AKP’yi imha etmek istemeyeceklerdir.
Ergenekon, Suriye ile savaş olmaması halinde, bu sefer YAŞ’la yeniden dizayn yoluna gideceklerdir.
YAŞ kararlarında etkisi olan iki kurum olan Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık’ın başında olan ve kullanabildikleri kişilere neden zarar versinler ki?
Bu nedenlerle Ergenekon, bu iki gizli ajandasını gerçekleştirmeden, AKP iktidarını bitirmez.
…
Başa dönelim. Bu açıklamalar neyi amaçlıyor?
Asıl amaç, AKP’yi mağdur duruma düşürerek AKP tabanını sıklaştırma ve “AKP’nize sahip çıkın, yoksa eski günlerdeki gibi, başörtüsünü yasaklayan, muhafazakâr kesimlere zulmeden zihniyet, yani biz, yine başa geleceğiz” korkusunu vererek, AKP’yi iktidarda tutma gayreti.
Eğer derseniz, Ergenekon’da bu evlat acısı, bu AKP’de bu kuyruk acısı oldukça dost kalabilirler mi?
Hayır! Dost değiller; bunlar çıkar için bir araya gelmiş iki yapı sadece.
Çıkarları çatışmadığı süre de birbirlerini yok etmek gereği duymayacaklardır.
AKP makam ve para derdinde, Ergenekon ise ülkenin kontrolünün peşinde.
Şu an ikisi de istediğine sahip durumda.
Ne zaman ki bu değişir, işte o zaman kılıçlar kınından çıkar.
Yani bu zaman, henüz o zaman değil.
Ümidim o ki o zaman gelmeden, bu çift başlı yılan, beklenmeyen değişimlerle, hep beraber yok olup gidecektir.