Ergenekon Erdoğan Kavgassı Yeni Boyuta mı Taşınıyor?
MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın darbeden bir gün önce 14 Temmuz’da Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile olağan olmayan bir mekanda ve zamanda tuhaf bir görüşme gerçekleştirdiği, ikikinin o gece yarısına kadar baş başa konuştuğu ortaya çıktı.
Bu bilgiyi ortaya çıkaran medya organı da ilginç. Bizzat Hakan Fidan’ın yönlendirmesiyle Ergenekon’un yayın organı iddiasıyla hakkında soruşturma açılan, Odatv.
Önce haberi okuyalım sonra neden şimidi sorusuna cevap aramaya çalışalım.
Odatv’den Müyesser Yıldız’ın haberine göre
“Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndaki ihtisas kursu diploma töreninin 15 Temmuz Cuma günü yapılması planlanmış, ki tüm törenlerin Cuma yapılması teamülmüş. Lâkin törene birkaç gün kala önce Perşembe’ye alındığı, sonra 18 Temmuz’a ertelendiği bildirilmiş. Nihayetinde Perşembe’de karar kılınmış.
Tören saat 15.00’te başlamış. Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı bilenlerin iddiasıyla, “Özel Kuvvetler Komutanı bile değiştiğinde devir-teslim törenine Genelkurmay İkinci Başkanı katılırken”, kurs törenine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar gelmiş.
Vatan Gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Çelik’in geçenlerde yazdığına göre, “Yedikleri içtikleri ayrı gitmediğinden” midir, bu kursa katkılarından mıdır bilinmez törene MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katılmış. Tören saat 18.00’de sona ermiş, ardından kokteyl verilmiş.
Kokteylden sonra diğer konuklar ÖKK’ndan ayrılırken, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan, “Bizi yalnız bırakın” diyerek, bahçeye geçmiş. Bahçedeki bu başbaşa sohbet de tam 00.30’a kadar devam etmiş. 15 Temmuz yaşanmasa, belki üzerinde bile durulmayacak bir buluşma…”
Yıldız yazısını şu soruyla bitiriyor: “Lâkin darbenin iki sır isminin, 15 Temmuz’dan bir gün önce yine 6 saat başbaşa görüşmesi, ayrıca adeta herkesin bildiği bu sırrın 7 ay geçtiği halde hiç gündeme getirilmemesi ve konuşulmaması başlıbaşına ilginç değil mi?”
Yıldız’ın bu haberiyle paralel okunması gereken iki yeni bilgi daha var. Bunlardan biri Yeni Şafak’ın haberi. Yeni Şafak, Doğu Perinçek’in gündeme getirdiği “darbeden bir gün önce darbeyi Yeni Şafak’a bildirdik, hükümete haber vermelerini istedik” bilgisini ilk defa doğruladı. Hem de ayrıntılarıyla birlikte. Yeni Şafak’ın editörü
Hüseyin Likoğlu o bilgiyi şöyle doğruladı: “Telaşlı bir ses: ‘Hüseyin Bey filan yerdeyiz acil gelmen lazım’. Yukarda bahsettiğim ekip, herkesin yüzünde müthiş bir telaş: ‘Hüseyin Bey, bunlar darbeye girişecek. Bunun önüne geçmek artık imkansız. Halkı bilinçlendirecek bir haber yapılmalı. Ancak halk durdurabilir bu hainleri’. Şaşkınlıkla, ‘Nasıl yani! Böyle bir haber yapılamaz’ dedim. ‘Hüseyin Bey siz durumun ciddiyetinin farkında değilsiniz!’ dediler. ‘Tabi ki farkındayım ancak böyle bir haber dili olmaz. Ancak, bu söylediklerinizi bir uzman dile getirirse söyleşi olarak haberleştirilebilir’ karşılığını verdim. ‘Hasan Atilla Uğur ile röportaj yapar mısın?’ diye sordular. ‘Ergenekon’dan AK Parti hükümetleri dönemlerinde hapis yatmış birisi. Olmaz’ karşılığını verdim. ‘Tamam, başka isim düşünelim’ dediler. Bu ara kendi kendime sesli düşündüm: ‘Neden olmasın! AK Parti döneminde hapis yatmış, siyaseten de AK Parti’ye muhalifliği açık bir isim bütün bunları söyleyecekse neden olmasın’. ‘Tamam, röportaj yaparım ama Genel Yayın Yönetmeni ile konuşmam lazım’ dedim. Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Karagül ile konuyu paylaştım. Ve 15 Temmuz saat 15.00’te Hasan Atilla Uğur ile randevulaştık.”
Bu bilgiye yeni bir bigi daha eklemek gerekiyor. Şimdilik soysal medyada dolaşan çok kritik bilgi şu: Hande Fırat darbeden bir gün önce MİT’in basın müşaviri Nuh Yılmaz ile görüşmüş. Yılmaz Fırat’a FaceTime kullanıp kullanmadığını sormuş.
Hatırlayın Hande Fırat darbe gecesi Erdoğan’ı yayına almıştı. Aydın Doğan bir ödül töreninde Erdoğan’ın yayına alınacağını bildiğini ançıklamış, Hande Fırat’tan bunu yapıp yapamayacağını sormuştu. Yine o gece Erdoğan konuşurken Nuh Yılmaz’ın Hande Fırat’ı Cep telefonundan aradığı canlı yayına yansımıştı.
Peki bu üç bilgi ne anlama geliyor ve en önemlisi neden şimdi ortaya çıkıyor?
Bu üç bilginin arkası arkasına ortaya çıkması ile Hande Fırat’ın attığı “karargah rahatsız” manşetinden bağımsız olamaz. Darbeden sonra yedi ay boyunca saklanan bu bilgiler ne oldu da birden, Hande Fırat’ın o haberinden sonra ortaya çıktı?
Sanırım durum çok karmaşık değil. Hande Fırat’ın o haberi ordunun içindeki Ergenekoncu kanadın bilgisi ve isteğiyle yazdırılmış olmalı. Amacı ister AKP’nin referendum kampanyasına EVET çıkarmak için olsun, isterse Erdoğan ile Ergenekon kavgasının ilk işareti olsun şurası bir gerçek, Ordu kararganında birileri o bilgiyi Hande Fırat’a yazdırdı.
Bu durumda birden bire 15 Temmuz’un saklanan sırlarının açıklanmaya başlaması Erdoğan ve AKP’ye mesaj olmalı. Bunların özellikle Ergenekoncu çevreler tarafından gündeme getirilmesi halen perde arkasında devam eden Ergenekon Erdoğan kavgasının işareti de olabilir…