Fuat Avni son birkaç gündür ilginç şeyler yazdı. Gelende yazdıkları isabetli olan bu kişinin üç gün içinde yazdıklarında büyük yanlışlar vardı. Örneğin Remzi Gür’ün Aslanlı Köşk’ü Koç’tan aldığını, köşkün asıl sahibinin Erdoğan olduğunu iddia etti. Bu yanlış bir bilgi. Aslanlı Köşk Remzi Gür’e TMSF eliyle Halis Toprak’tan kaldı. Dolayısıyla Fuat Avni’nin yanlışı apaçık ortadaydı.

Ayrıca yine Fuat Avni Erdoğan’ın diploma işini YÖK’e havale ettiğini iddia etti. YÖK’ten diploma konusunda geçmişin temizlenmesini istediğini söyledi. Bu bilgide iki yanlış birden var. Birincisi olgu yanlışı. İkincisi mantık yanlışı.

Olgusal olarak, Erdoğan’ın diplomasının olmadığını söylemek son derece saçma bir şey. Yeniyon.Tv de ortaya koyduğumuz gibi Erdoğan İstanbul İktisadi Ticari İlimler Akademisi’nin mezunları arasında görülüyor. Kitap 1983 yılında hazırlanmış. Yani Erdoğan hiç bir şeyken hazırlanmış bir kitapta Erdoğan’ın adı mezun olarak geçiyorsa bunda art niyet aramak yanlış olur.

Ayrıca Erdoğan hiç istenmediği dönemde 1994 yılında Yüksek Seçim Kurulu’na başvuru yapıp Belediye Başkanlığı dosyası hazırladı. Muhtemelen o dosyada da diploması veya mezuniyet belgesi vardı. Eğer Erdoğan’ın üniversite mezunu olmadığını düşünüyorsanız o dosyaya sahte diploma vermiş olması gerekir. Bu durumda 28 Şubatçıların dikkatinden kaçması mümkün mü?

Fuat Avni’nin ikinci yanlışı, yani mantık hatası, Erdoğan’ın diploma konusunu temizletmek için YÖK’e talimat verdiği iddiası. Türkiye’de derin devleti birazcık tanıyan bilir ki -her ne kadar YÖK ve Diyanet Derin Devletin operasyon sahasıysa da- bu işlerde emir YÖK’e değil istihbarat kurumlarına verilir. Temizlik işleri genelde yangın şeklinde olur. Eğer Erdoğan’ın dosyasının tutulduğu arşivler yok edildiyse o zaman biliniz ki Erdoğan’ın diplomasında sorun var. Değilse YÖK üzerinden böyle bir temizlik yaptırılmaz.

Peki Fuat Avni bu yanlışı neden yaptı?

Birinci ihtimal -hep aklın bir köşesinde tutulması gereken ihtimal- Fuat Avni’nin zaten bir RTE/MİT projesi olabileceği. Bu ihtimali akılda tutarak yazdıklarına zaten hep kuşkuyla bakılmalı. Ancak yazdıklarının çoğunluğu doğru olduğu için izlemeye değer bir kaynak. Doğruların hangi amaçla yazıldğını gösteren bir Fuat Avni Kılavuzu yazılsa yeridir. (Belki ileride onu da yazarız)

İkinci ve güçlü ihtimal ise Fuat Avni’nin tuzağa düşürüldüğü ihtimali. Gördüğüm kadarıyla Fuat Avni ulaştığı bilgileri çapraz kontrolden geçiremeden paylaşıyor. Bu nedenle onu yazdıklarının analiz edilmesi dışarıdaki analistlere kalıyor.

Fuat Avni’nin verdiği bilgi nereye denk geliyor, hangi siyaset kalesinde hangi tuğlayı oluşturuyor diye düşünerek yazdıklarını ona göre analiz etmek gerekiyor.

Normalde Fuat Avni gibi bir kaynağın eline geçen bilgileri en azından Google süzgecinden geçirmesi beklenir. Örneğin hemen her gazeteci araştırmacı gelen bilgiyi Google girerek kontrol eder. Ancak Fuat Avni belli ki  bunu bile yapamıyor.

Bu durum bize Fuat Avni’nin yeri hakkında bir ipucu sunuyor. Çok büyük olasılıkla, Fuat Avni ya Saray’da ya da eline geçen bilgileri önceden Google araştırması yapınca tespit edilmesi çok yüksek ihtimali olan bir yerde.

Daha açık yazalım: Diyelim Fuat Avni iddia ettiği gibi “Remzi Gür’ün Aslanlı Köşk’ü Erdoğan için Koç’tan aldığı” bilgisine ulaştı. Bu bilgiyi vermeden önce Google’dan kontrol etse istihbarat birimleri Gooogle izini takip ederek kendisine ulaşabilir. Bu nedenle o, eline gelen bilgiyi internet ortamına sokmadan, doğrudan paylaşmak zorunda olmalı. Bu durum onun yanıltılmasını kolaylaştırıyor.

Eğer Fuat Avni yurt dışında bir yerde olsa, ya da yurt içinde ama eline gelen bilgileri internetten kontrol edebilecek rahatlıkta bir yerde olsa böyle bir hatayı yapamazdı. 

İşte Fuat Avni’nin bu durumunu çözen istihbarat birimleri muhtemelen ona yanlış bilgiyi vererek bilgi kaynağını çözmeye çalışıyor. İstihbarat dünyasında kuraldır. Eğer sızıntıyı bulamıyorsanız sızıntının olabileceği muhtemel alanlara yanlış bilgiler verirsiniz. Bir istihbaratçı için dışarı sızan her yanlış bilgi süte damlatılmış mürekkep gibidir.  Oradan iz sürerek kaynağa doğru gidersiniz.

Yani yanlış bilgi vererek yemler oradan kaynağa ulaşırsınız. Sanırım Fuat Avni için böyle bir tehlike var. Son yazdıklarında kendisine ulaşılabilecek kadar açık ve net yanlış bilgiler vermeye başladı.

Ya istihbaratçılar Fuat Avni’nin bilgi kanallarını çözdü, ona yanlış bilgi vererek öncelikle onun toplum nezdin deki güvenilirliğini sarsmaya çalışıyorlar. (Bu yöntem de İstihbaratçıların kullandığı yöntemlerden biridir. Eğer Fuat Avni’nin kim olduğunu tespit etmişlerse ona yanlış bilgiler vererek onun hitap ettiği kitleleri yanlışa yönlendirebilirler.) Ya da onu bilerek misinform ederek onu yakalamak için doğru zamanı gözlüyorlar…

Fuat Avni’nin paylaştığı yanlış bilgilerden benim anladığım şu: İstihbarat Fuat Avni’nin bilgi kanallarını çözmek üzere ve ona yanlış bilgiler yaydırarak hem itibarını yok ediyor, hem de sızıntı noktalarını tespit ediyorlar.

Emre Uslu

 

 

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...