Ebu Hanzala kod Halis Bayancuk dosyasına devam ediyoruz. Bugün Bayancuk El Kaide’den IŞİD’e nasıl geçti konusunu işleyeceğiz. Dahada önemlisi Bayancuk neden bu kadar rahat örgütlendi, arkasında istihbarat desteği var mı tartışmalarına ışık tutmaya çalışacağız.

Suriye’deki karışıklığın ilk günlerinde muhalifler Esad’a karşı tek cephe olarak mücadele etmiş ancak kazanılan galibiyet ve ardından artan ganimet payının etkisiyle yüzlerce fırkaya ayrılmışlardı.

Bu gruplar içerisinde en etkilileri şüphesiz Suriye El Kaidesş El Nusra, Hizbut Tahrir ve IŞİD.

Henüz savaşın ilk günlerinde adı kamuoyunda bilinmeyen IŞİD’in ne kadar etkili bir güç olacağı Türkiye üzerinden geçerek Hatay’dan Suriye’ye giriş yapan yabancı uyrukluların sayısından anlaşılabilir.

Türkiye üzerinden IŞİD’e katılan yabancıların çoğu Kosovalı, Arnavut, Boşnak, Çeçen, Azeri ve diğer Türki cumhuriyetlerden gelenlerdir. Türkiyenin hintarlandından IŞİD’e eleman toplayan kişilerin Türki istihbaratı ile irtibatlı oldukları batı basınında yazılıp çizilen konular. Hatta Amerikalıların baskısıyla Kosova’da IŞİD ile irtibatlı oldukları gerekçesiyle bazı dernekler kapatılmıştı. Kapatılan derneklerin bir çoğunu TİKA’nın desteklemesi manidar bulunmuştu.

IŞİD’in komuta kademesini ırak el kaidesi olarak adlandırdığımız (AQI) kanada mensup şahıslardan oluşur. Alt kademeye doğru Çeçenler, Azeriler, Kosovalılar ve Arnavutlar olarak sıralamak mümkündür.

Gücünü acımasızlık ve yetişmiş tecrübeli insanlardan alan IŞİD, El Kaide yönetiminin Şam’ı ele geçirmek üzere planlar yaptığı günlerde bir deklarasyon yayınlayarak el kaide lideri Eymen Ezzevahiri’ye biat etmediklerini açıklamış ve el kaideden somut olarak ayrılmıştı.

Tam da bu gelişmenin akabinde Bayancuk eski açıklamalarındaki söylemleri tekrar dile getirerek el kaideci olmadığını, Devle’nin (IŞİD) Suriye’deki faaliyetlerinin haklılığını ve meşru müdafaa hakkını kullandığını ifade eden söylemler geliştirmeye başlamıştı. Bayancuk’un YouTube de çok izlenen o videosu IŞİD’in medya timi tarafından arapça ve İngilizce’ye çevrilerek altyazılı olarak yayınlanmıştı.

Dünya IŞİD’e karşı ayağa kalkmışken bile Bayancuk İstanbul’da çok rahat etti. Bu rahatlığı isithbarat ve güvenlik dünyasını az çok tanıyanlar tahmin edebilir. İstihbarat desteği olmadan bu kadar rahat hareket edip IŞİD vaazları vermek çok olabilecek şeyler değildir. Bayancuk’un rahatlığına bakılınca kendisine bir tür faaliyetlerini devam ettirme dokunulmazlığı (yakalama tutuklama vs değil) verilmiş gibi.

Nitekim Bayancuk’un kamuoyunda IŞİD’den ve kendisinden bu kadar söz edilirken bile grubuna yönelik bir operasyon yapılmadı. Sadece kendisi gözaltına alındı, muhtemelen kamuoyu baskısı nedeniyle göstermelik olarak tutuklandı ama grubuna hiç dokunulmadı

Zaten gözaltındaki görüntülerine yansıyan rahatlık da bunun bir belirtisidir.

Bayancuk akidesinin bir sonucu olarak tasavvuf ve Allah ile irtibatta aracıları reddeden bir anlayışı kesinlikle reddeder. Bu sebeple tarikat ve cemaatlere karşı tutumu oldukça serttir. Son modanın de etkisinde kalarak grubuna yönelik yapılan operasyonları da paralele bağlamış kendisine iftira edildiğini ve haksızlığa maruz kaldığını yapılan röportajlarda dile getirmişti.

Kısaca Bayancuk El Kaide ile arası açılınca IŞİD’in doğmasıyla birlikte, muhtemelen istihbaratın da yönlendirmesiyle, IŞİD’in yanında saf tuttu. Bunun için vaazlar verdi, konferanslar yapı, konuşmalar yaptı. Gazetecilerin twitlerini bile takip eden istibarat birimleri nasıl olduysa Bayuncuk’u takip etmedi…

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...