Hatay’da da X

Adıyaman’da Alevilerin evlerinin işaretlenmesi toplumda haklı bir tedirginlik yarattı. Resmî kaynaklar olayı çoluk çocuk işi olarak anlatıp üstünü kapatmaya çalışıyor ama durum hiç öyle görünmüyor. Zira Adıyaman’daki olaydan bir buçuk ay önce benzer bir olay Hatay’da yaşanmış. Medya’ya yansıtılmayan bu olayda konu resmî makamlarca geçiştirilmiş. Medyaya yansımadı ama Hatay’daki durum biraz daha vahim. Zira Hatay’da bulunan uluslararası gözlemciler Hatay’ı Beşşar Esad’ın adamlarının cirit attığı bir yer olarak anlatıyorlar. Hatay’daki evlerin duvarlarının işaretlenmesi de Esad’ın adamlarının işi olarak görülüyor. Zira iddialara göre çadır kentlerde kalan bazı mültecilerin Hatay’dan ev kiralamaları ve evlere çıkma durumları ortaya çıkınca Hatay’da evlerin üzerine çarpı işaretleri konmaya başlanmış. Ev işaretlemelerinin amacının mültecilerin korkutularak geri dönmesi amaçlanıyor şeklinde anlatıyor resmî yetkililer. Zaten Hatay’da evlerin işaretlendiği dönem ile bazı MİT yetkililerin mültecilere baskı yapıp dönmelerini sağlamaya çalıştığı dönem örtüşüyor.

Ancak ev işaretleme işi burada da kalmıyor. Değerlendirmelere göre Alevi toplumunu hedef alan Hatay ve Adıyaman’da görülen ev işaretleme olayı Beşşar Esad ile Fehman Hüseyin arasında varılan bir anlaşmanın sonucu ortaya konulan bir PKK-Esad stratejisi.

Buna göre Esad Türkiye’deki Alevileri tedirgin ederek, bunun için de PKK’yı kullanarak Türkiye’ye ayağını denk al içini karıştırırım mesajı veriyor. Bu noktada PKK’nın kazancı da Aleviler arasında tedirginlik yaratarak Alevileri kendi yanına çekmeye çalışmak. Bu nedenle de Adıyaman pilot il seçildi, zira Adıyaman’da evlerin işaretlendiği mahalle BDP mahallesi olarak biliniyor ancak o mahalledeki Alevilerin bir kısmı CHP’ye oy veriyor. Evlerin kapıları işaretlendikten sonra gerek Adıyaman ve çevre illerdeki Alevilerin çok tedirgin olduğu hatta gençlerin silahlanmaktan söz etmeye başladığı biliniyor. Bu noktada KCK yapılanması ki –Adıyaman da KCK operasyonu olmadığından özellikle Karapınar Mahallesi’nde çok aktif çalışıyor– Alevi yurttaşları kendi yanına çekmek için harıl harıl çalışıyor. Bu noktada KCK yapılanmasının içine sızmış MİT yetkililerinin bu durumu güvenlik birimleri ile paylaşma noktasında ketum davrandığı ifade ediliyor.


Bu bilgileri güçlendiren çok kritik değerlendirmeler 6 şubatta Cemil Bayık’tan gelmişti.
Bayık o değerlendirmesinde şunları söylemişti: “Alevilerin başta Kürtler olmak üzere demokrasi güçleriyle daha sıkı ve geniş bir ilişki ve ittifak içine girmeleri demokrasi mücadelesinde yeni boyutlar kazandıracaktır. Bu yaklaşım gelişirse, sadece Alevi PKK’yla ilişkilenmesi gerçekleşmeyecek, aynı zamanda Alevi Türklerin de PKK mücadelesini anlama, değer verme ve destekleme durumu ortaya çıkacak, bu da Kürt halkıyla Türkiye halkları arasındaki ilişkinin sağlanmasında köprü olacaktır.”

Bayık’ın açıklamaları içinde devletin Alevilere karşı izlediği yumuşak politikadan rahatsızlık da açıkça belirtiliyor. “PKK’nın Avrupa başta olmak üzere Alevi Kürtler üzerindeki etkisinin gelişmesiyle birlikte, devlet giderek Alevilere karşı biraz daha yumuşak politika izlemeye çalışmış, böylelikle bu defa da Alevileri bu yumuşak politikalarla devlete yedekleme ve demokrasi güçlerinden ve Kürt Özgürlük Hareketi’nden koparma politikası izlenmiştir. Devlet Alevilere el atarak demokrasi mücadelesindeki safları zayıflatıp sistemle bütünleşen, sistemin parçası haline gelen ve sistem içinde kendine yer arayan eğilimleri de ortaya çıkmıştır.”

Hatay ve Adıyaman’da konuştuğum kaynaklarımın değerlendirmeleri ve PKK içinden gelen bilgilere göre Esad-PKK işbirliğinin yeni bir versiyonu olarak PKK’nın Aleviler üzerinde provokatif eylemler yapması beklenebilecek bir gelişme. Bu nedenle de özellikle önce Hatay’da ortaya çıkan evlerin üzerine işaretler konularak halkın tedirgin edilmesi, daha sonra da Adıyaman’a sıçraya bu eylem basit ve sıradan bir eylem değil. Hele çocukların yapacağı bir eylem hiç değil. Eğer Adıyaman’da yapılan bu yazılama işini çocuklar yapmış olsa bile bunun arkasında KCK’nın olmadığı anlamına gelmiyor.


Peki, bu sürecin arkasında derin devlet var mı?
Herkesin aklına gelen bu soruyu sorup araştırdığımda özellikle Hatay’da kimin eli kimin cebinde belli değil. En son mülteci kaçırma olayında MİT’in parmağının açığa çıkması bunun en net örneği. KCK içindeki MİT’in etkinliği de herkese ayan oldu değerlendirmeleri yapılıyor. Yani bu olayda PKK-Esad parmağının olması kadar Esad’a adam kaçırıp teslim eden MİT’çiler ile kurum içindeki Kürtçü/mezhepçi yapılanmanın etkisinin olma olasılığı çok yüksek. Adıyaman’da işaretlenen evlerin MOBESE’nin görmediği yerlerde olması, Hatay’daki olaydan da bir sonuç alınamaması profesyonel destek olasılığını daha da güçlendiriyor.


Şurası kesin, PKK-Esad işbirliğinin Türkiye içinde Aleviler üzerinden bir karışıklık çıkarma girişimi, hatta bu karışıklığın özellikle Hatay’da diğer etnik ve dinî unsurlara da sıçratma planı biliniyor. Bu çerçevede özellikle PKK ve KCK unsurlarının önümüzdeki dönemde Hatay’da Alevilerin yoğun olduğu çatışamaya müsait yerlerde ve Suriye-Türkiye sınırında faaliyetlerini yoğunlaştıracağı ve Türkiye’de iç kargaşa için her yolu deneyeceği değerlendiriliyor. Daha önce de yazdığım gibi 2012 hiç kolay geçmeyecek…

[email protected]

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...