Serdar Öztürk, bugünkü yazısında “Ajan Provokatörleri” yazdı. Daha önce İstanbul‘da MİT’e çalıştıkları ortaya çıkan KCK’lılar tarafından yakılan Serap’ın yaşadığı hain olayı hatırlatan Serdar Öztürk, benzer bir olayın İzmir‘de yaşandığına dikkat çekti.
Araçları yakmak isteyen PKK sempatizanlarının polis tarafından yakalandığını ama araya yine istihbaratçıların girdiği ve o kişilerin serbest bırakıldığını açıkladı.
İşte Dokuz Eylül Gazetesi Yazarı Serdar Öztürk’ün sosyal medyada da çok konuşulan yazısı;
2009 yılı Kasımpaşa…
Dershaneden çıktı Serap Esen.
Otobüsle evine gidecekti.
Yüzü maskeli 5-6 genç
Yolunu kestiler otobüsün
Molotof attılar otobüse,
Yolcular çığlık çığlığaydı.
Dört bir yana kaçıştılar.
Serap kaçamayanlardandı.
Yangın söndürücüyle söndürüldü.
Vücudu yüzde 35 yanmıştı.
Bir ay dayanabildi acılara…
Yurt Atayün…
İstanbul eski TEM Müdürü.
Casusluktan Silivri’de…
Casus denen Atayün,
Serap’ı yakanları yakalamıştı.
İpliklerini pazara çıkararak…
Atayün’ün yakaladığı katili,
Hepimiz A.S. diye biliyoruz.
2009 ile 2010 yılında,
İstanbul’un çoğu yerinde,
Molotof atmaktan tutuklandı.
2011 Mart ayında,
Hakkında dava açıldı.
İstanbul 10. Ağır Ceza’da
Yargılanmaya başladı.
Mahkeme sürerken A.S.
İlginç açıklamalar yaptı.
“2008’den bu tarafa MİT
Ve emniyete çalışıyorum” dedi.
Mahkeme inanmadı söylediğine,
Her iki kuruma da yazı yazdı.
Emniyetten ses çıkmadı ama,
MİT, A.S.’nin sözünü doğruladı…
Muhtarlara seslenirken saraydan,
Serap’ı örnek göstermişti ya,
İşte o Serap’ı yakanları,
Serbest bırakan da saray hukuku…
Yıl oldu 2015…
Memleket yangın yeri gibi.
Ensesinden vurulan var.
Bebeği vuranlar var,
Diyarbakır’ın göbeğinde,
Baro başkanını vuranlar var.
Bunların hepsi cinnet hali.
Hepsi başkanlık hayali,
Hepsi koltuk sevdası,
Hepsi ikbal kavgası…
Sivil toplum İzmir’de,
Barış için bir araya geliyor,
Araya cübbelileri sokuyorlar.
Tesadüf derseniz gülerim…
Neden mi gülerim?
Öyleyse anlatayım…
25 Aralık 2015 gecesi,
Karabağlar’da bir markete,
Bölücü örgüt sempatizanları,
Molotof atmayı planlıyordu…
Polis istihbaratını aldı,
Marketin yakınlarına da,
Sivil polisler yerleştirildi.
Sessizce beklemeye başladılar.
Tam saat 02.30 olduğunda,
Market yakınlarındaki polisler,
Motosiklet ile gezinen,
İki şahıstan şüphelendiler…
Kısa bir kovalama sonrası,
Polisler motosikletlileri,
Kıskıvrak yakalayıverdiler…
Motosikletlilerin üzerinden,
İçleri ağzına kadar benzin dolu,
5 litrelik bidonlar ele geçirildi…
İşte o anda ne olduysa,
Yakalanan 1995 doğumlu,
148..96..98 TC numaralı,
O.Ç. isimli genç hakkında,
İstihbaratçılar devreye girdi…
Al takke ver külah,
Uzun görüşmeler sonunda,
Örgütsel eylem hazırlığındaki,
İstihbarat ajanı serbest bırakıldı.
Burası Diyarbakır değil…
Burası Cizre, Nusaybin değil.
Burası batının en batısı,
Aydınlığın kalesi İzmir…
Eğer İzmir’de bile,
Ajan provokatörler cirit atıyor,
Yakalanıp serbest kalıyor ise,
Memleketin diğer yerlerinde,
Yaşananlar daha iyi anlaşılabilir.
Birileri koltuğu, sarayı için,
Geçtim Diyarbakır’ı, Mardin’i,
İzmir’i bile yakmayı göze almışsa,
Vay gelmiştir başımıza…
Şimdi bir Serap’ı düşünün,
Bir Yurt Atayün’ü dinleyin,
Bir şehit olanları hissedin,
Bir keskin nişancıları izleyin,
Bir anlattıklarımı okuyun,
Ve kararınızı verin…
Bu kadar silah ve kan.
Bu kadar ajan kılıklı,
Provokatörün yaptığı iş,
Bir koltuk uğruna değer mi?
Kaynak: dokuzeylul.com