Kemalist subaylara tasfiye mi geliyor. Saray tetikçisi Nagehan Alçı Ordudaki hareketliliği yazdı. Saray’dan ve MİT’den aldıkları talimatla yazı yazıp adeta işaret fişeği çakan Cem Küçük ve Rasim Ozan Kütahyalı’dan sonra Nagehan Alçı’da Ege ordusunda hareketlenme olduğunu belirterek tasfiye sinyali verdi. 15 Temmuz Kumpasından önce de bu tetikçiler günlerce tasfiye sinyalleri vermiş, yazdıkları, 15 Temmuz’da kurulan kumpas ile sonuçlanmıştı. Şimdilerde 15 Temmuz’un sadece Cemaatçi subayların dahil olmadığını, Kemalist subayların da olduğunu yazmaya başladılar. İşte Nagehan Alçı’nın yazısının ilgili bölümü:
Gelişmeleri anlamak için birkaç gün geriye gidelim: 22 Şubat’ta TSK’da subay ve astsubaylara başörtüsü yasağı kaldırıldı. Bunun hemen ertesinde, 23 Şubat’ta yukarıda tarif ettiğim TSK içindeki sözde sol Kemalist duyarlılığa sahip darbeci zihniyette ‘kıpırdanma’ başladı. Ankara ve İstanbul’da bir şey yoktu ama İzmir’den batıya doğru bir homurdanma, bir askeri hareketlilik vardı. Devletin bazı birimleri de teyakkuza geçmişti. Hürriyet’in haberi bu hareketlilik sürerken, 25 Şubat’ta geldi.
TSK içinde bazı subaylar başörtüsü yasağının kalkmasını bir mesaj kabul edip, kendi içlerinde toplanmaya başladılar. Topyekûn bir kalkışma için güçleri yoktu ama batıdan başlayıp adım adım ilerleyebilecek bir isyanın hayali vardı. Bu hayal için İzmir çok sembolikti. Meclis’te CHP’lilerin birkaç hafta önce okuduğu ‘İzmir Marşı’ da onları cesaretlendirmişti. Yaklaşan referandumun rahatsızlığına, TSK’da bundan böyle başörtülü subayların olacağı gerçeği eklenince içlerindeki darbeci
ruh iyice yükseldi.
Benim analizime göre, böyle bir askeri hareketliliğe karşı, daha doğrusu, onların tansiyonunu düşürmek için Genelkurmay, Hürriyet üzerinden mesaj vermek istedi. Ama bu manşetle beraber kaş yapayım derken göz çıkarıldı. Bu sinyal başta gazeteci Cem Küçük’ün çok sert tweet’leri ile başlayan büyük bir tepki doğurdu. Medyada, siyasette ve halkın çoğunluğunda kıyamet koptu. Bir tarafta askeri hareketlilik varken, bir tarafta da çok büyük bir sivil direniş
ağı ortaya çıktı.
Son 3 gündür Türkiye’de, hem de 28 Şubat’ın yıldönümüne denk gelen günlerde, yaşananlar demokrasinin nasıl güçlendiğini, bu halkın önünde artık hiçbir tankın duramayacağını bir kez daha geri dönülmez şekilde göstermesi bakımından
çok önemlidir.
Öte yandan, artık bu ülkede ‘Karargâh rahatsız’ manşeti atarak siyasete ‘ayar’ verilemeyeceği, kaynağı belirtilmeden konuşan Genelkurmay yetkililerinin siyaseti ve halkı korkutamayacağı da kesin bir şekilde anlaşılmıştır. Bu kadar büyük bir tepki ortaya çıkması herhangi bir kalkışmanın bu halktan döneceğini açıkça gösteriyor. Şimdilik kıpırdananlar kıpırdan-maktan vazgeçmişlerdir ancak bir türlü kurtulamadığımız ‘darbe-cilik’ virüsü hâlâ yerli yerinde duruyor. Onu yok edemedikçe tehlike hiçbir zaman tam anlamıyla geçmiş olmayacak…