Yaklaşık 2 yıldır devam eden bu fetret döneminde bugün özgür basının en büyük kalelerinden birine gazlarla tomalarla girdiler. Gazetelerini desteklemeye gelen halkı, özellikle kadın ve çocukları kanlar içine bıraktılar, gaza boğdular.
Ama artık korkmayın çünkü bu onların son hamleleriydi. Bu saatten sonra yapacak bir şeyleri kalmadı. Belki 2 3 hamle daha yapmaya çalışırlar ama onlarda etkisiz kalır. Şimdiden yandaşlara bakacak olursanız hepsi zafer sarhoşluğu için garip hırıltılar çıkartıyorlar. Ancak unutulmamalı ki Allah zalimleri en tepedeyken, kendilerini en güçlü hissettiği anda yıkmıştır.
Bugün sosyal medyaya düşen fotoğraflar herkesin içini acıtmıştır. Özellikle başörtü mağduriyetini yıllardır sömüren her türlü istismarını yaparak oy devşiren bir iktidar tarafından başörtülü bayanlara yapılanlar iğrenç bir durum. Bir noktayı daha belirtmek isterim başörtülü olsun yada olmasın bir bayana, üstelik hiç bir şey yapmadan sadece orada bulunduğu için yakın mesafeden plastik mermi ile kanlar içinde bırakılması asla kabul edilemez. Ancak başörtülü diye özellikle belirtmemin sebebi AKP’nin başörtüsünü istismar etmesini vurgulamak içindir.
Siyasal İslamcıların gerçek yüzlerinin artık tamamen ortaya döküldüğü bir zaman diliminden geçiyoruz. Yıllarca Devleti bir tağut olarak gören, düşman olan bir cenahın güç eline geçtikten sonra Devleti nasıl kutsallaştırıp her türlü çıkarlarına alet ettiğini hayretle görüyoruz.
Özellikle AKP’nin 14 yıllık iktidarları dahil her türlü olaydan kendilerine mağduriyet peydah ettikten sonra böyle bir zalimliğe soyunması pek çok kesimi şaşırtsa da bilinen bir gerçek yeniden hatırlanıyor. Türkiye tarihinde ne hikmetse her zaman gücü eline geçiren zalimleşiyor, gücü arkasında zanneden insanlıktan çıkıyor, güce tapan hayasızlaşıyor. Bu kural hiç değişmiyor.
Zalimliğin zirvesine çıkmış bir AKP, gücü kendi hırs ve emellerine alet ederek toplumun her kesimine zulmetti. Bunları yaparken de ya dini yada devleti kullanarak zulümlerini meşrulaştırmaya çalıştılar. Hatta daha da ileri giderek yaptıkları zulümlerden bile mağduriyet üretmeye çalıştılar. Ancak görünen o ki artık bitti.
2 yılı aşkın süredir paralel safsatası ile suçlarını örtmek için uydurmadıkları yalan, söylemedikleri iftira kalmadı. Masum insanları ‘Terörist’ diye yaftalarken asla vicdan azabı duymadılar. Ancak atladıkları bir nokta var ki oda ‘Eden bulur’ gerçeği.
Evet ‘ Eden bulur’. Bu hakikati hiç kimse değiştiremez. Bunu ne şu anda sırtlarını yasladıkları iktidarın gücü, nede koalisyon kurdukları Ergenekon engelleyebilir. İlahi Adalet muhakkak tecelli edecektir. Üstelik şimdiye kadar attıkları her iftira bizzat yüzlerine çarpılarak gerçek yüzleri ortaya çıkacaktır.
2 yıldır sırf düzenimiz bozulmasın, kazancımıza halel gelmesin diye gözler önüne çıkan onca yolsuzluğa ve hırsızlığa göz yuman hatta destekleyen halkta bu yaşanacakların dışında kalamayacak.
AKP iktidarı ve Saray önümüzde ki günlerde ülkeyi kasıp kavuracak olan ekonomik kriz karşısında hiç bir tedbir almadıkları için çaresizce seyretmekten başka ne yapabilir ki? O çok güvendikleri %49’un ise aslında kendilerini değil, sadece yaşam standartlarını savunan bir kitle olduğunu da işte o zaman fark edeceklerdir. Maalesef halk öyle bir hale geldi ki, kendi cebini düşünen, menfaat peşinde koşan bir toplum olduk çıktık. Örneğin Haber sitelerine baktığınızda en az okunan haberlerin şehit haberleri olduğunu göreceksiniz. Duyarsız ve çıkarcı bir hale gelmiş olan böylesine bir toplum ise en çok itibar ettiği meta karşısında bir imtihan yaşayacaktır.
AKP’nin şu anda savunduğu ne bir dava nede bir ideoloji var. Tüm argümanları din yada devlet sömürüsü üzerine kurdukları menfaat birlikteliği. Menfaat kaynakları kesildiği anda ise hepsinin birbirlerine nasıl girdiklerini ibretle izleyeceğiz. Hatta Milli irade diye yücelttikleri ama algı ile nasıl kontrol altına alabileceklerini iyi bildikleri kitle ise ekonomik düzenleri bozulduğu anda karşılarında ki en büyük muhalefet olacaktır.
Evet işte bu yüzden artık yapacakları bir zalimlik kalmadı. Hatta şimdiye kadar her şeyde suçladıkları bir paralel yalanı da kendilerini kurtaramayacak. Basiretsizlikleri ve menfaat kavgaları yüzünden Devlet trenini raydan çıkarttıklarında ise herkes gerçeği görecek.