Medeniyetlerin beşiği olan toprak Anadolu’da yaşıyoruz.

Yüzlerce medeniyete beşiklik etmiş olan bereketli topraklar vatanımız.

Binlerce düşünür ,yüzlerce sahabe, onlarca peygamberin mekanı olan, hem maddi hem manevi olarak zengin olan topraklar olan  vatanımız.

Yüzlerce kültürün, inancın, dinin, dilin, rengin olduğu koca bir mozaik olan ülkemiz büyük bir burhan dönemini yaşıyor.

Belki tarihin en karanlık sayfalarında ismi yazılanlar olarak, bu toprakların en şansız nesli olarak şuan bu ülkede yaşıyoruz. Bunca birikimin ve kültür hazinesinin, bunca değerin ve fikrin anatoprağında

Bu kadar değersiz

Bu kadar ahlaksız

Bu kadar insani duygu ve düşünceden uzak bir şekilde yaşıyoruz bu güzel topraklarda.

Bizi biz eden, hatta bizi değil insanı insan eden duygu ve düşüncelerden , değerlerden, hislerden ve anlayıştan kopuk insanlar ülkesi şuan Türkiye.

Ne sevinçlerimiz nede acılarımız bizleri bir ve beraber ediyor.

O kadar çok ahlaktan ve insanlıktan kopmuş haldeyiz ki, yalancı mutluluklar veren uyuşturucu bağımlısı bir toplum halindeyiz.

Ne insani değerlerimiz var

Nede yüzde 99’u Müslüman dediğimiz ülkede İslami değerlerimiz var.

 

Yalan söyleyenin kahraman

Doğru söyleyenin ajan olduğu ülkeyiz.

 

Hırsızın kahraman

Hırsız yakalayanın hain olduğu ülkeyiz.

15 yaşında ölmüş çocuğun annesini meydanlarda yuhalatan Reis-i Cumhurun, ölen yüz kişiyi sahalarda yuhalayan Cumhurun olduğu ülkeyiz.

 

Nobel ödülünü genetik araştırmasıyla alan bilimadamını, genetik kodu Arap mı , Kürt mü diye sorgulayıp ona göre davranan bir haldeyiz.

İnsan katleden teröristin adı PKK olunca, Milliyetçi olup gürleyen, adı İŞİD olunca Ümmetçi olup susan bir haldeyiz.

Dini değerleri kullanarak en alçakça ve ahlaksızca işleri yapanların, dindarlar tarafından kutsandığı bir haldeyiz.

Fırat’ın kenarındaki kuzudan dem vurup, Ömer olmaktan bahsedenlerin, Ankara’nın göbeğinde katledilenler karşısında, pişkin pişkin utanmadan , sıkılmadan, sırıttıkları bir haldeyiz.

 

Hutbe veren halifeye , eğer doğru yoldan saparsan bu eğri kılıcımızla biz düzeltiriz diyen sahabiyi kendisine örnek aldığını söyleyenlerin ülkesinde, yanlışını dedi diye, insanları hapse atan, kendisini halife olarak gören çarpık zihniyetli insanların peşinden giden hipnoz olmuş insanlar ülkesiyiz.

Yanan ateşe su taşıyan güvercinin çırpınışları karşısında, “ne işe yarar” denilince “safımız belli olsun” diyen güvercinlerin topraklarında, ateşler yakıp kardeşliğimizi ve insanlarımızı yakanlara karşı bir damla su ile olsun söndürmeye çalışanları, mancınıklara bağlayıp zindanlara atanlara destek veren halkın olduğu ülkeyiz.

Biz yani Anadolu insanı

Biz; yani Kürdüyle, yani Türküyle

Biz; yani Alevisiyle , yani Sünnisiyle

Biz; yani Müslümanıyla, yani Gayri Müslimiyle

Biz; yani hepimiz suçluyuz ve günahkarız bu süreçte.

 

Çünkü…

 

Milliyetimiz değerlerimizin önüne geçti

Mezhebimiz ahlakımızın önüne geçti

Dinimiz insanlığımızın önüne geçti.

 

Unuttuk….Milletimizi savunacaz derken insani değerleri.

Unuttuk…Mezhebimizi savunacaz derken ahlakımızı.

Unuttuk…Dinimizi savunacaz derken insanlığımızı.

 

Halbuki, insani değerleri olmayan bir Millet olamaz.

Halbuki, ahlaki değerleri olmayan bir Mezhep olamaz

Halbuki, İnsan olmadan Müslüman olunamaz.

 

Ve tüm bunların sonunda hep birbirimizi suçladık.

Ve tüm bunların sonunda hep birbirimizi düşman olduk

Ve tüm bunların sonunda hep birbirimiz yok etmeye yada dönüştürmeye çalıştık.

Halbu ki dünyada hayat zıtlıkların olması üzerine devam ediyordu. İlahi kanundu; aynılar birbirini iter, zıtlar birbirini çekerdi. Ve bu kanunla bugün bu dünyada yaşıyorduk.

Ama biz buna hep doğru dedik, ama asla inanmadık.

Gelinc önce başkalarını suçlamadan önce kendimize bir bakalım ve hep beraber şunu diyelim.

MASUM DEĞİLİZ HİÇ BİRİMİZ.