İnsan yaradılışı itibariyle eşref-i mahlukat olarak yaratılmış bir varlıktır.

Allah’ın yeryüzündeki halifesi konumundadır.

İnsanoğlu, yaradılmışların en mükemmeli ve en şereflisidir.

İnsan, sonsuz güzelliklerin kaynağı olduğu gibi, sonsuz çirkinliklerin ve kötülüklerinde kaynağı olma potansiyeline sahip bir varlıktır.

Bazen melekleri kıskandıracak seviyede bir ruhaniyet kesbederken, bazende en vahşi hayvandan daha vahşi ve canavar biri haline gelebilmektedir.

İşte bu kadar zıtlığı bir arada bünyesinde barındıran insanoğlu, yine de saygı değer bir varlıktır.

Fakat insanoğlu, tarihin her döneminde olduğu gibi, bu günümüzde de, bazen yeryüzüne inmiş melekler misali olarak, bazen de şeytanları bile yarı yolda bırakacak çirkeflikleri işleyenler olarak karşımıza çıkmakta.

Fakat bilemiyorum, bu ülke tarihinde, şeytanlıkların ve şeytanların bu kadar çoğaldığı ve itibar edildiği başka bir dönem olmuş mudur ?

İşte bu dönemde yaşayan, bir açıdan çok şanslı, bir açıdan da çok şansız olan bizler adına, tüm şeytanlaşmış ve şeytanları bile hayretler içinde bırakan insan suretindeki şeytanlara; “saygı duymuyorum ve boyun eğmiyorum” diyorum.

 

Saygı duymuyorum,

İbrahim’i yakmak için odun toplayan cahillere ve ateşe atmak için mancınıklar kuran Nemrutlara.

Ve bu gün, ülkeyi ateşe atarak pisliklerinden kurtulmaya çalışan günün nemrutlarına.

Saygı duymuyorum,

Musay’ı öldürmek için, karınlarını doyurana kul olanlara ve sihriyle kör ettiği halkı köle olarak kullana firavunlara.

Ve bu gün, karınları doysun diye, huzurum bozulmasın diye günün firavunlarına kul olan zavallılara ve günün firavunlarına.

Saygı duymuyorum,

Hasedinden dolayı kardeşini katletmeyi planlayan “kardeşim” diyenlere. Yusufları kuyulara atanlara.

Ve bu gün, hasedinden ve kıskançlığından dolayı, dün “kardeşim” dediği kişileri zindanlara atan, zulmeden, katleden zalimlere.

Saygı duymuyorum,

Adı Ömer olsa da, ömerlikten nasibi olmayan, cehaletin babası olan Ebu Cehillere.

Ve bu gün eğitime düşman, düşünceye düşman, fikre düşman, kapkara ruhlu cehaletin babası olan günün ebu cehillerine.

Saygı duymuyorum,

İnsanları Allah’a anlatma adına yola çıkan peygamberin yollarına, dikenler döken Ebu Leheblere.

Ve bu gün, geleceği insanca yaşamaya hazırlama adına, yurdundan, anasından-babasından, eşinden-dostundan ayrılarak yollara düşenlerin yollarına, dünyayı dolaşarak, rüşvetler vererek dikenler döken, gül bahçelerini haristanlara çevirmek isteyen günün ebu leheblerine, haristan çocuklarına.

Saygı duymuyorum,

Peygamberin torununu Kerbela’da susuz bırakan yezidlere.

Ve bu gün, suçu sadece Allah’ı anlatmak olan, güzel ahlakı yaymak olan, geleceğin altın neslini yetiştirme adına, bazen Sibirya’nın soğuğunda, bazen Afrika’nın kavurucu sıcağında sevgi tohumları eken, sevgi bahçıvanlarına, “bir yudum su yok” diyen günün yezidlerine.

Saygı duymuyorum,

Reyhanlı’da, 52 vatandaş katledildiğinde, ölenleri mezhebine göre ayırt edecek kadar gözü dönmüşlere.

Saygı duymuyorum,

Soma’da katledilen madencilerin ardından, fırtratının bozukluğundan dolayı, bozuklukları fıtrata bağlayanlara. Ve acılı insanları yere yatırarak tekmeleyen densizlere, acılı insanlara en olunmadık hakaretler eden insanlıktan nasibi olmayanlara.

Saygı duymuyorum,

Ölmüş çocuğun annesini meydanlarda yuhalatan vidandan nasibi olmayanlara.

Saygı duymuyorum,

Bir şey olma adına, teröriste göz yuman hainlere, terörü azdıran alçaklara.

Saygı duymuyorum,

Kendi vatanında insanları mülteci durumuna düşürenlere. Şehirlere bombalar, silahlar doldurulurken buna göz yuman ve sonra bunu bahane ederek, şehirleri yakanlara, yıkanlara, tarihi katleden içimizde gibi görünsede, tarihten ve insanlıktan nasibi olmayanlara.

Saygı duymuyorum,

Para için acem uşaklarının önüne yatan omurgasızlara.

Saygı duymuyorum,

Bir saat için şerefini pazara çıkaranlara.

Saygı duymuyorum,

Üç beş kuruş için, haysiyetini çikolata kutusuna koyup satana.

Saygı duymuyorum,

Çaldığı paraları evladına sıfırlatan babalara.

Saygı duymuyorum,

Paraya, makam, kadına kul olanlara.

Saygı duymuyorum,

Onca zulüm karşısında susan dilsiz şeytanlara.

Saygı duymuyorum,

İbadethane için,”kırmızı çizgimizdir” diyen halden anlamazlara.

Saygı duymuyorum,

Milyon dolarlık arabalara çerez diyenlere.

Saygı duymuyorum,

Hiç bir günahı olmayan insanlara haşhaşi, terörist, ajan diyen rezillere.

Saygı duymuyorum,

50 yıldır tek yamuğu olmayan insanlara, “içi boş din adamı, sahte peygamber” diyen yamukluğundan habersizlere.

Saygı duymuyorum ve duymayacağım.

Saygı duymuyorum ve baş eğmiyorum.

 

Orhan Kotan duydularımıza tercüman olsun.

Kurtulsun diye sıcak somun

Acı soğan ve çiçekli basmalar

Ahdettik, vefa ettik

Kelle koyduk

Ölen ölür dostlar

Düşmanlar heyy..!!!!

Kalan sağlar…

 

Kirsiz passız

Arı duru özümüz

Namussuza kanlı hançer sözümüz

Çok uzaktır dostlar bizim yolumuz

Durana yürüyene bin selam olsun.

 

Nazım size bu soruyu sorsun.

İnsan olan vatanını satar mı?

Suyun içip ekmeğini yediniz.

Dünyada vatandan aziz şey var mı?

Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

 

Necip Fazıl size bunu hatırlatsın.

Deden Bile Söndüremedi İslam’ın Nurunu.

Sen mi Söndüreceksin Ebu Cehilin Torunu ?!

Sorusunu sorarak yüreğine korkulara salacağız.

 

Ve Son söz Seyit Rıza’dan olsun.

Ben senin yalanlarınla ve hilelerinle baş edemedim, bu bana dert oldu.

Ben de senin önünde diz çökmedim, bu da sana dert olsun.