Çocukluğumun en önemli televizyon hikayelerinden biri evlerini yıktırmak istemeyen vatandaşın evinin üzerine bayrak asması yada Atatürk büstü koymasıydı.
Bir kutsal üzerinden veya bir sembol üzerinden verilmeye çalışılan mesajların toplumda alıcısı oluyor olmalı ki bu tablo sıklıkla tekrarlanan bir hal alıyordu.
Yıllar geçti ülkenin kaderinde onlarca olay oldu bir çok yeni siyasetçi geldi geçti
Siyasetin sağında solunda her tarafında siyaset yapan görüşler iktidar ,oldu iktidar ortağı oldu ama tablo da “değişen figür ve sembollerle” beraber varlığını kaybetmedi.
Solda bir dönem Deniz Gezmiş parkası giymek semboldü ve onu sevenler bu kıyafet üzerinden mesajlar vermeyi sürdürebiliyorlardı.
Bıyıkların şeklinden giyilen kıyafetlerin genişliği -darlığı -rengi ülkede bir sembol olma /bir mesaj verme işlevini hiç kaybetmedi.
Hatta bürokraside iktidarın eğilimine göre bıyıkların incelip kalınlaştığı aşağıya kadar uzandığı veya tamamen kesildiği mizaha varan yorumlara rağmen gerçekliğini yitirmedi.
Şimdi meş’um ve karanlık bir dönemden geçiyoruz. Koşulları da bu sembollerden etkilenirken ve kutsallara gönderme yaparken aynı yolu izliyor.
Bir lokma bir hırka dervişliğini yıllarca pazarlayan anlayış ,iktidarı alıp orada çadırını kurunca gittiği mekanları ,markalara olan düşkünlüğü ve dünyalık edinme konusunda ki sağlam tercihleri ile gösterdiler kendilerini.
Belediyelerle başlayan çeyrek asırlık iktidar serüvenin özellikle son bir kaç yılında servet ve mal düşkünlüğü saklanamaz bir hale geldi hatta yer yer güç ve iktidar için gerekli bir vesile olarak sunuldu.
Özellikle imar ve ihaleler üzerinden kısa sürede elde edilen mallar “yeni sözler yeni imajlar” üzerinden pazarlanmaya başlandı.
Marka gözlükleri /rugan ayakkabıları/ lüks araçları /oturduğu villaları/ tatil yaptığı lüks otelleri ile bir lokma bir hırka müslümanlığı unutulmaya maruz bırakıldı bunun yerini imaj ve marka müslümanlığı yerini aldı.
Lüks konutlu siteler eve sonra villalara taşınan bir muhafazakarlık yüz yıla yakındır süren mücadelesi ve mücadele ile elde etmiş olduğu birikimin üzerinden büyük zenginlikler elde etti.
Muhafazakarlık dünyanın her bölgesinde ihtiyaç sahibi olan milyarlarca insanın derdine deva olmak demekken komşusu aç iken sen tok yatamazsın gibi net bir emirle sosyal ve ekonomik hayatı düzenlerken bunlar görülmedi ,anlaşılmadı göz önünde bulundurulmadı.
Fotoğrafın diğer yanında yer alan ve benzer temeller üzerinden idealize olan solun durumu bundan farklı değil.
Sözde ve sloganda kalan bir sol marjinal- ize olmuş küçük bir kesim dışında hayatın bütün ünitelerinde yerini aldı hayata egemen oldu.
Solun en temel kavramları göz ardı edildi . Hürriyet adalet ve eşitlik sadece politika üretirken geçerli ve anlamını yitirmeyen girdiler oldu.
Konfor ve lükse düşkünlük muhafazakarlık kadar solu “ siyasetin merkezine “ taşıyan partinin ve bu partinin önde gelen isimlerinin hayatında yerini aldı.
Merkez sol partinin inşaat rantı ile anılan bir ilçesinde belediye başkanı olan kişinin eşi ön seçim de aday yapılarak birinci sıradan seçillip meclise geldi.
Çok zaman geçmeden anlaşıldı ki yemin törenin sonunda sol elini yumruk yaparak kaldıran ve bu sembol üzerinden seçmen tabanına kutsal bir mesaj vermek isteyen bu vekilimizin on yedi adet rezidansa ve bunun yanında daha başka taşınmazlara sahip olduğu anlaşıldı.
Sol siyasetin basiretsizliği, onca yetişimiş insan varken onların adaylığı yerine çok varlıklı olduğu toplum tarafından yakından bilinen bir kişinin adaylığın başka bir sorgulama veya denetim mekanizmasını işletmeden kabul etmiş olması bir çok sorunu kendi içinde barındırmaya yetiyordu.
Sağında ve solunda ülkenin fotoğrafı bu.
Kaldı ki siyasetin bu iki farklı merkez kanadı toplam ülke insanın yüzde seksenine yakının teşkil ediyor.
Semboller ve kutsalları da alarak yanımıza” bütün bir ülke” olarak çürüyoruz.
Siyaset mekanizması ve lider siyasetçiler “öldüğümde mezarıma geldiğinizde sorun ve kirada yaşarken ölmedim ise mezarıma tükürün “diyerek mal sevdasıyla arasına kesin çizgi koyan rol modelleri iyi anlamalılar.
Sağında ve solunda yer alan her insanı ile villa ve rezidans sembolleri üzerinden güncel bir tartışma konusu haline gelen mal ve servet düşkünlüğü illetini sorgulayarak bundan hızla uzaklaşılmalılar.
Tamer AVCI
@tameravci3675