Dünya hayatı ölümlerin ve doğumların birbiri ardına cereyan etmesiyle devam eden bir süreç.
Yeni doğumlar ve bu doğumlarla dünyaya gelen varlıkların, kendileri için biçilen ömürlerini yaşayarak ölmeleri ve yeni gelecek olan varlıklara yer açarak devam ettiği bir devir daim sistemi.
Her doğum aslında bir ölümede atılmış bir adım.
Her ölümde, yeni bir doğuşun müjdecisi.
Bu yaradılmış varlıklar için olduğu gibi, hadiseler içinde aynı durum söz konusudur.
Her yıl bir kış mevsiminde bitkiler ve ağaçlar yaprak döker ve ölürler. Fakar bu ölme asla daimi bir ölüm değil, gelecek bahara yeşerecek yepyeni yapraklara ve ağaçlara bir davetiyedir.
Bugün gördüğümüz kurumuş ağaçlar ve çürümüş yapraklar aynı zamanda gelecek baharın müjdecisidirde.
Bu durum, bu gün ülkemiz adına cereyan eden hadiseler içinde geçerlidir.
Bu gün ülkemizde yaşananlar ve bu yaşananların sonunda olan bazı ölümler ve yok oluşlar, yeni baharda yeşermesi gereken taze ve tertemiz fidanlarında yeşermesi adına yer açmadır.
Evet zalimlerin elleriyle gazetelere el konuluyor ve gasp ediliyor.
Yılların birikimleri, tecrübeleri ve kazanımları br kaç günde katlediliyor ve yok edilmeye çalışılıyor bazende yok ediliyor.
Bu hadiselerin ilk bakışta büyük bir kayıp olduğu ve yok oluş olduğu anlaşılabilir.
Ama durum böyle değildir asla.
Zaman Gazetesi daha önce yazdığım gibi asla sadece bir gazete değildi.
Bu gazete koca bir çınar ağacıydı.
Yüzlerce meyve ve tohum yetişti bu koca çınardan.
Dallarının altında, gölgesinde binlerce yürek serinledi ve ferahladı.
Fakat, her faninin bir ömrü olduğu gibi onunda bir ömrü vardı, Allah bu koca çınarın taptaze ve yeni ağaçlar ve daha verimli fidanlar olması adına ölümünü bir zalimin eliyle yaptı.
Bu hem yeni bir doğuşun ve daha gür ve taze ağaçların hayat bulmasına, hemde bu ağacın bazı yerlerinde zaman içinde meydana gelen hasarların, solan dallarının, köklerinde meydana gelen bazı sorunların temizlenmesi ve taptaze, yepyeni yüzlerce fidanın hayat bulmasına fırsat verecektir.
Zaman Gazetesi, AKP iktidarının uzun bir döneminde hükümete yönelik eleştirel haberleri yapmama konusunda eleştirildi uzun süre.
Bu eleştiri bir bakıma doğru bir eleştiridirde.
Zira şu bir gerçek ki, Zaman Gazetesi’nin, 17-25 aralık öncesinde hükümet aleyhine yaptığı haberler çok azdır. Bu hükümetin hiç eleştirilecek bir icraati olmamasından değil, belki konjektürel olarak, belkide görmek istenmemekten kaynakladı.
Sebep ne olursa olsun, Zaman Gazetesi gibi, misyonu ve vizyonu olan bir gazetenin yapmaması gereken ve yanlış olan bir tutumdu.
Bu tutumun yanlışlığı, 17-25 aralık sonrasında Zaman Gazetesi’nin yayınlarında hükümet aleyhtarı haberlerin artışı karşısında insanların, “dün neden bunları yazmadınız” eleştirileri ile herkes tarafından dillendirilen bir konudur.
Daha önce bir yazımda değindiğim gibi, bir temizlenme sürecinden geçiyoruz.
Bu temizlenme sade şahıslarda değil, şahısların yanlış iştihatları belkide hüsnu zanlarına mağlup olmaları sonucunda kire pasa bulaşan müesseselerinde temizlenmesidir.
Taptaze baharlar, uzun bir yazı, sonbaharı ve kışı atlatmış olan, hırpalanmış, hasar görmüş bir çınarla dolmayacakmış demekki.
Demek ki, gelecekteki baharlarda yepyeni ve kirsiz passız bir medya ve bu medyaya numune olacak bir gazete olması gerekiyormuş.
Hadiselerin diliyle, Allah’ın bizi ve bizim elimizle kire bulaşan ne varsa temizlendiğini görüyorum.
Bazen şahsi takıntılarımız, bazen kişisel düşüncelerimiz, bazen yanlış iştihatlarımızla kirlenen ne varsa Allah zalimlere temizletiyor.
Bu temizlik ile bizler temizlenirken, bunu yapanların elleri haksız yere milletin malına çökme günahlarıyla kirleniyor.
Biz kirlerimizden kurtulurken, onlar kirlerine yeni kirler ekliyorlar.
Zalim Allah’ın kılıncıdır, Allah onunla intikam alır, sonra döner ondanda intikam alır.
Demek biz bu gazeteyi ve müesseseleri tam manasıyla temiz tutamadık, hakkıyla ve hakkaniyetle kullanamadık ki, Allah elimizden aldı bir zalimin eliyle.
Bu bizim adımıza kayıp değildir asla.
Bu yepyeni ve tertemiz zamanlara ilk adımdır.
Toprağa bir fidan olarak düştü Zaman, ama gelecek olan bahara yüzlerce taptaze zamanlara vesile oldu.
Bu gün dünyanın onlarca ülkesinde bu tohumdan neşv-ü nema bulmuş taptaze Zamanlar var.
Bu gün dünyanın dört bir taraffında Zamanda yetişmiş gazeteciler, muhabirler, yazarlar var.
Onlar kazandıklarını zannetsin, bizler temizlendik.
Onlar bir tanesine el koyup ele geçirdikleri zannetsin, bizler onlarcasını kazandık ve daha da büyüyerek daha gür olarak geliyoruz.
Son söz
Ne bittik, nede yok olduk.
Taptaze, tertemiz yeni Zamanlara adım attık.
Zira, taptaze bir bahar ve yeni bir dünya kuruluyor.