Erdoğan’ın Amerika ziyareti devam ediyor.
Dün Erdoğan, Amerika’nın en eski düşünce kuruluşlarından biri olan Brookings İnstitue’de bir konuşma yaptı.
Türkiye ve dünya, Erdoğan’ın yaptığı konuşmadan çok, Erdoğan’ın koruma ordusunun zorbalığını ve eşkiyalığını konuştu.
Özellikle zorba korumaların, akredite olmuş gazetecileri toplantının olacağı salondan çıkarmaya çalışması ve bunu kaba kuvvet uygulayarak yapmaya çalışmasını, dünyanın tüm önde gelen yayın organları haber yaptı.
Dışardan bakıldığında Erdoğan adına bir kazanç gibi lanse edilmeye çalışılan bu gezi, Erdoğan’ın ne olduğunun, dünyaya ilanı olmuştur aslında bu gezi.
Özellikle Hizmet Hareketi adına Erdoğan’ın bu gezisi, çok bereketli ve kazançlı bir gezi oldu.
Zira, Erdoğan’ın gezisinin ilk gününden itibaren, korumalarının gösterdiği zorba ve eşkiyavari tavır ve davranışlar, cemaatin Amerika’da, Erdoğan hakkında dediklerinin bizzat Erdoğan tarafından teyit edilmesi olmuştur.
Erdoğan, artık dünyada, zorba ve kaba kuvvetle muhalif insanların sesini susturmaya çalışan lider pozisyonundadır.
Cemaat, Erdoğan’ın bu şekilde bir zihniyete sahip olduğunu, 17-25 aralık operasyonlarından sonra geçen iki buçuk yıllık süreçte, hem dünyaya, hemde Amerika’ya anlatmaya çalıştı.
Fakat insanlar, bu anlatılanlara tam manasıyla inanamıyor ve ikna olmuyordu.
Cemaat, Erdoğan’ın Türkiye’de muhalif sesleri susturmak istediğini anlattı yurt dışında.
Dünya, acaba diye baktı bu iddiaya.
Fakat dünya bu “acabalarından”, bizzat Erdoğan’ın eylemleriyle cevap buldu.
Erdoğan, özgürlükler ülkesi olan Amerika’da, konuşma ve fikir hürriyetinin, 27 maddesi olan anayasasının en başında güvence altına alındığı bir ülkede, ne kadar fikre ve düşünceye kapalı olduğunu ilan etti.
Amerika’nın ve dünyanın önde gelen basın yayın kuruluşların hepsinde, Erdoğan ve zihniyeti manşetlerde ve köşe yazılarında ele alındı.
Dünyanın en büyük haber ajansları, Erdoğan ve korumalarının zorbalığını ve basına düşmanlığını, abonelerine hem yazılı hemde görsel olarak gösterdi.
Cemaat milyon dolarlar harcasa, Erdoğan’ın ne olduğunu bu kadar iyi anlatamaz ve dünyaya duyuramazdı.
Erdoğan, cemaate saldıracağım diye yaptığı her hamle ile, adeta cemaati pakladı ve kendi zihniyetini ifşa etti dünyaya.
Ülke ülke dolaşan Erdoğan, cemaatin kendilerinden farklı olduğunu ilan etti.
Ortaya çıkan IŞİD vahşetine yardım eden Erdoğan, dünyaya cemaatin kendi zihniyetinden olmadığını, aksine kendi zihniyetinin düşmanı olduğunu ilan etti.
Erdoğan, Amerika’ da açtığı davalar ile, el Kaide’nin Türkiye’deki yapılanması olan Tahşiye yapılanmasına sahip çıkarak, bu yapılanmayı ortaya çıkaran cemaatçi dedikleri polisleri düşman ilan ederek, cemaati el Kaide zihniyetinden faklı ve uzak olduğunu Amerika’ya ilan etti.
Erdoğan, düşman olarak gördüğü gazetecilere, korumaları vasıtasıyla saldırarak, o gazetecilerin reklamı yaptı.
Bu gün Amerika’nın en büyük gazetelerinde, Adem Yavuz Arslan, Emre Uslu, Amberin Zaman’a korumaların yaptığı zorbalıklar yazıldı.
Brookings İnstitue, Erdoğan’a konuşma fırsatı vererek neyi amaçladılar bilmiyorum ama, kesinlikle iyi niyetli olmadıklarını düşünmeye başladım.
Zira bu konuşmada, Erdoğan’ın anlattığı hikayeler ve o hikayelerin aslında ne kadar yalan ve boş olduğunu bizzat yaşayarak gördü konuklar.
Düşünün ki, Erdoğan içerde konuşma yaparken ve konuşmasında basın özgürlüğünden dem vururken, aynı Erdoğan’ın korumaları, gazetecileri tartaklıyor, yaralıyor, gazetecilere küfürler ediyor, salondan çıkarmaya çalışıyor ve onları susturmaya çalışıyordu.
Bu konuşmayı dinleyen Amerika’nın kalbur üstü ve etkin kişileri, Erdoğan’ın söylemlerinin ne kadar boş ve yalan olduğunu bizzat yaşayarak ve görerek anladılar.
Bence cemaat, Brookings İnstitue’ye bir teşekkür borçlu.
Zira, cemaatin milyon dolarlar harcayarak yapamayacağı PR çalışmasını yaptılar.
Zira cemaatin, yıllardır Erdoğan budur diye anlattığı tezlerini, Brookings İnstitue ete kemiğe bürüyerek dünyaya ve Amerika’ya gösterdi.
Tüm bunları göze aldığımızda, Erdoğan’ın Amerika gezisi, cemaat ve ülkedeki muhalif kesimler adına çok bereketli ve verimli bir gezi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Keşke Erdoğan, her hafta başka bir ülkeyi ziyaret etse ve ne olduklarını kendileri ilan etse.
Keşke Erdoğan zihniyeti, her gün Amerika’da bir düşünce kuruluşunda konuşsa ve anlattıklarının nasıl içi boş ve yalan olduğunu, insanlara gösterse.
Evet, Erdoğan’ın Amerika ziyareti devam ediyor.
Bakalım, yarın Erdoğan zihniyetindeki hangi konuyu dünyaya ilan edecek.
Bakalım, Amerika’da daha neler yaşanacak ve dünya Erdoğan’ın hangi yüzüne daha şahit olacak.
Erdoğan yaralı kaplan gibi, yaraları canını yakıyor ve daha da saldırganlaşıyor, saldırganlaştıkça daha fazla kan kaybediyor ve güçten düşüyor.
Erdoğan zihniyetinin bugünkü saldırılarını bu şekilde okumak lazım.
Bu saldırganlıkla ve bu kadar akan kan ile, bu kaplan daha fazla kan kaybına dayanmayacak ve yıkılacak.
Bundan emin olun.