Yayına katılan Gazeteci Nazlı Ilıcak, “Yokluğunu çektiğimiz bir medyaya özlemlerimizi ifade etmek üzere buradayız. Bir farkındalık, bir duyarlılık yaratmaya çalışıyoruz.” dedi. Programı sunan Abdullah Abdülkadiroğlu ise Türk medyasının içinde bulunduğu sıkıntılı duruma dikkat çekti.
Burç FM’de bugün ‘Özgür Medya Özel Yayını’ gün boyu devam etti. Çok sayıda gazetecinin konuk olduğu programda medyaya baskılar, medya mensuplarına yönelik soruşturma ve tutuklamalar ele alındı.
Abdullah Abdülkadiroğlu’nun sunuculuğunu yaptığı programın konuklarından biri de Gazeteci Nazlı Ilıcak’tı. Programı ve medyaya yönelik baskıları değerlendiren Ilıcak, şunları söyledi: “Bu yayın çok güzel bir teşebbüs. Ben de koşa koşa geldim. Çünkü Türkiye’nin en büyük ihtiyacı özgür medya. Biz şimdi Özgür Düşünce diye bir gazete çıkarıyoruz. Yokluğunu çektiğimiz bir medyaya özlemlerimizi ifade etmek üzere buradayız. Bir farkındalık, bir duyarlılık yaratmaya çalışıyoruz.”
Tutuklu gazetecilerin durumuna da vurgu yapan Ilıcak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok tutuklu gazeteci var. Sayıları da artabilir. Maalesef büyük bir duyarsızlık da var ülkemizde. Bu da üzüntü verici. Çok büyük bir keyfilikle bu kararlar alınıyor ve bir giren de ondan sonra çıkmıyor. Türkiye çok büyük sıkıntı içinde. Mala mülke el konuluyor ve bunlar unutuluyor hemen. Samanyolu uydudan çıkartıldı, Digitürk’ten çıkartıldı. Bir sürü insan bundan dolayı işlerini kaybetti. Çok acı var Türkiye’de. Bir yandan bir sürü hayırsever insan tutuklanıyor, Cemal Uşşak gibi diyalog ve hoşgörü ile gündeme gelen bir kişiye terör örgütü üyesi deniliyor. Hidayet Karacabakın kaç aydır cezaevinde.”
Abdülkadiroğlu ise medyasının ve gazetecilerin içinde bulunduğu durumu ‘acı verici’ olarak nitelendirdi. Abdülkadiroğlu “Her gün gazeteciler tutuklanıyor, mesailerinin önemli bölümünü adliyelerde, davalarda hem hakimlere ifade vererek geçiriyorlar, hem savcılara ifade vererek geçiriyorlar. Gazetecilerin büyük bir kısmı üzerinde büyük bir linç kampanyası var. Maalesef bunu yapan da bizim meslektaşlarımızı.” ifadelerini kullandı.
“Tutuklu gazetecilerin serbest kalmaları en büyük ümidimiz.” diyen Abdülkadiroğlu, şöyle devam etti: “ Ancak böyle bir izlenim de açıkçası görünmüyor. Tecrübeli isimler geçmişte de benzer şeylerin yaşandığını gazeteciler üzerinde çok ciddi baskıların oluştuğunu ama toplumun demokratikleşme standartları ile birlikte düzeleceğini ümit ediyoruz ve bekliyoruz. Bunun için mücadele ediyoruz. Gazetecilik bir suç ise bu mesleği meslek tanımları içinden kaldırsınlar. Oysa bu meslekle ilgili üniversitelerde bölümler var, okullar var. Bu meslekte sorun yok, bu mesleğe bakış açısını değiştirmesi gerekenler de sorun var.”
Aktifhaber
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...