Geçen hafta yazdığım bir yazıda Erdoğan’ın yaptıklarının Gülen cemaatine 3 farklı açıdan yardım ettiğini anlatmıştım. Erdoğan’ın bilerek veya bilmeyerek yaptıklarının Cemaatin işine yarayan adımlara dönüşmeye başladığını anlatmıştım.
Bu hafta o adımlardan biri daha geldi. Türk Hükümetinin tuttuğu bir avukat ABD’de Fehtullah Gülen aleyhinde bir dava açtı. İddia şu: “Tahşiyecilere yönelik operasyonda gözaltına alınan tahşiye mensuplarının hakları yendi. Bunlara yönelik insan hakları ihalinde Gülen’in rolü var, bu nedenle Gülen’in celzandırılması” isteniyor.
Bu dava hem zamanlaması itibariyle, hem de konusu itibariyle Gülen açısından o kadar ince bir destek anlamına geliyor ki insan “acaba Erdoğan’ın çevresinde birileri Gülen’in yelkenini doldurmak için mi çalışıyor” demeden edemiyor.
Şöyle ki:
Dava zamanlaması itibariyle tam da Trump’ın “Müslümanları ABD’ye almayalım” çıkışıyla başlayan Obama’nın Müslümanlara “cihatçılara karşı bize yardım edin” çağırısıyla alevlenen tartışmaların olduğu dönemde açıldı. ABD Cihatçılara karşı Müslümanlardan destek arayışını sürdürüken, üstündeki onca Erdoğan baskısına rağmen, bir taş bile atmayan, şiddeti temelden reddeden, modern İslam’ın yüzü Gülen cemaatine karşı bir dava açmak nereden bakarsanız bakın Erdoğan’ı “şiddet yanlısı yapıların destekçisi” konumuna iterken Gülen’i “Erdoğan’ın cihatçı gruplara verdiği destek politikalarını onaylamadığı için Erdoğan’ın baskısına maruz kalan bir dini lider” konumuna sokuyor.
Dolayısıyla zamanlama açısından ABD’de açılan davayı Gülen kendisi istese ve planlasa bu kadar başarılı bir zamanlama ayarlayamazdı.
Davanın içeriği açısından da dava her haliyle Gülen’in işine yarayacak. Dava’nın esası Tahşiyecilere yönelik ve “jüri” talebiyle açılmış bir dava. “Erdoğan’ın Cihatçılara destek verdiği” algısının yaygın olduğu ABD’de jürinin önüne Tahşiyecilerin lideri Mehmet Doğan’ın Usme Bin Ladin’i öven konuşmaları, kitapları, ve Canlı yayında söylediği sözler konulur ve bunun arkasından da Erdoğan’ın Doğan’a verdiği destek videosu gösterilirse jürinin ne düşüneceğini tahmin etmek zor değil.
ABD mahkemelerinde jüriler halktan seçilir. Halkın kompkike konularda neyi nasıl düşndüğü üç aşağı beş yukarı bellidir. Eğer dava kabul edilir ve jiri seçilirse Mehmet Doğan’ın şiddeti öven sözleri ile Fethullah Gülen’in şiddeti eleştiren sözleri yan yana konulunca dava kimin işine yarar tahmin etmek zor değil.
Bu yönüyle bakıldığında eğer komplo teorisine inanacak olsam şöyle düşünürdüm; “Üst aklı Erdoğan’ın yanından, onun desteği ve parasıyla Gülen’i parlatmaya çalışıyor.”
Bu dava Gülen’e verilmiş inanılmaz bir pas. Gülen bu davayı alır Erdoğan’ın kalesine rovaşeta golüne çevirir.
Düne kadar Erdoğan’ın radikal İslamcıları desteklediği argümanı sadece medya haberlerine konu olan bir konuydu. Gülen cemaati özellikle batıda “ülkeyi şikayet ediyor” durumuna düşmemek için toplum seviyesinde konuyu gündemine almıyordu. Sonuçta Amerikalılar için Gülen-Erdoğan kavgası bir Türkiye meselesiydi. Bunun için Cemaat mensupları batılı ülkelerde “Türkiye’nin meselesini” bu ülkelerin meselesi yapmakta zorlanıyorlardı.
İşte bu dava şimdi Gülen’e öyle bir fırsat sundu ki artık kimse bu mesele Türkiye’nin iç meselesi diyemez. Cemaat mensupları davayı konu edinip Tahşiyecilerin liderinin konuşmalarını ABD’deki her yurttaşa anlatıp Erdoğan’ın bu adama destek verdiğini gösterebilir. Bunu anlatırken Gülen’in duruşunu anlatıp “Erdoğan Radikal İslamcıyı destekliyor, ılımlı Müslümanlara savaş açıyor” argümanını işlemek için müthiş bir fırsat verdi.
Ayrıca Gülen cemaati davanın avukatının Türkiye’nin parayla tuttuğu avukat olduğunu belirterek bu davanın bir hukuk davası değil Türkiye’deki cadı avına ABD mahkemelerinin alet edilmesi olduğu argümanını savunursa, -ki bu argümanı destekleyecek çok sayıda veri ve delil var- ve mahkeme bu argümanı haklı bulursa o zaman Türkiye’deki Tahşiye davasının Uluslarası mahkemelerde reddedilmesi sonucunu doğurur. Bu da Erdoğan’ın kalesine atılmış bir başka gol olur…
Hiç bir kimse artık Cemaat mensuplarına “ABD’de Erdoğan alehine kampanya yapıyor” diyemez. Adamlar kendilerini savunuyor üstelik Erdoğan’ın milyon dolarlar verip tuttuğu avukatlara karşı. Bunun için Erdoğan Cemaatin önüne kırmızı halı serdi. Gerisi Cemaati performansına kalmış durumda…
Diyelim Gülen davayı kaybetti ve Gülen’in Türkiye’ye iadesine karar verildi. Gülen’i yine iade edemezler. Çünkü bu süreç de başka bir davanın konusu. Ama böylesi bir davadan Gülen’in mahkum olması Erdoğan ve çevresindekiler aleyhinde ABD’de dava açılmasının yolunu açar. Erdoğan aleyhine ABD’de dava açacak binlerce kişinin bulunduğunu söylememe gerek yok sanırım…
Bütün bunlara bakınca Erdoğan’ın “üst akıl” tezine inanasım geliyor. İster ilahi yardım deyin ister üst akıl, ne derseniz deyin birileri Erdoğan’ın desteğiyle Cemaatin önünü açarken, Cemaate Erdoğan’ın kalesine arkası arkasına atacağı gol pasları veriyor. Bakalım bu maç nerede bitecek…
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…
Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...