Bir Süredir İhsan Yılmaz, Ali Ünal, Ahmet Turan Alkan ve başka bazı akademisyenler arasında süren siyasal İslamcılık tartışması sonunda Cemaati birbirine düşürdü. İhsan Yılmaz’ın İslam Fıkıhına yönelik eleştirilerine Cemaatin ilahiyatçılarından Ergun Çapan’dan ağır itiraz geldi. Çapan Yılmaz’ı cehaletle suçladı ve şunları yazdı:
İslam fıkıh ve usulü, vahyin mantığını evrensellik ve esnekliğini doğru anlama adına çok önemlidir.
Hiç bir din, felsefe ve düşünce sisteminde “usul-i fıkıh” gibi bir ilmi disiplin yoktur. Enginlik ve zenginliğe açıktır.
Bu gün temel problem, Müslümanlığın seviyeli temsil edilememesinden kaynaklanmaktadır.
Dinin bazı hükümleri sabit, bazıları da muhkemat endeksli değişime açıktır. Hükmün menatının değişmesi ile hüküm de değişebilir.
Örfe, adete bağlanan hükümlerde de bunların değişmesi ile değişebilir.
Fıkıh kitaplarındaki oldukça az tutan-isteyen bir çalışma yapabilir-bu kısımları veya şaz görüşleri esas almak insafsızlıktır.
Tercümelerden içtihada kalkışmak, fakültesini okumadan tıp kitaplarının tercümelerini okuyarak doktorluk yapmaya benzer.
Allah, pek çok ayette mesajını arapça indirdiğini bildirmiştir. Vahiy dilinin özelliklerini Usulü fıkıh ve belağat ilmi ortaya koymuştur.
İslami ilimleri bilmeden onların referans aralığına bağlamadan sosyoloji ve siyaset bilimi ile ictihad yapmak kariyerli cehalettir.
Din adına işlenen cinayetleri, vahşetleri İslam Fıkhına fatura etmek tarihi bir talihsizlik ve insafsızlıktır.
İslam dininin bütün emir ve yasakları beş esası korumaya yöneliktir. Bunlar, can, din, akıl, mal ve nesil.
Yapılması gereken İslam adına işlenen her türlü vahşet, cinayet ve teröre karşı çıkmak ve din görünümlü teröre lanet okumaktır.
Bunu yapmayıp içtihada, örfe, menata bağlı olan ve değişme tabiatında olan meseleleri bahane ederek fukahayı tezyif insafsızlıktır.
Selefi salihinin safiyane içtihadlarını tahkir ederek sil baştan yeni bir hukuk sistemi getirmek isteyenler ilk önce usullerini açıklamalı
Asırların birimi ve zenginleştirilmeye açık usulü işletip onunla açılım yapmak yerine tarihselcilik, ispatı nefs mırıltıları…
Arapçayı, belağatı, usulü fıkıh ve temel İslami ilimleri bilmeden sosyoloji ve siyaset bilim merkezli içtihad, tarihi bir sapmadır.
Dinin içtihada açık alanlarında her türlü ilim dalından istifade etmek ile seküler ilimleri merkeze koyarak içtihad birbirinden farklıdır.
İslam’ın doğru anlaşılıp doğru yaşanmamasından kaynaklanan problemleri ona fatura etmek ne derece doğrudur.
Bir mümin dini değerlerden bahsederken dikkatli konuşmalıdır.Kuran, tevbe suresi 9/65-66.de hafife almanın ne ifade ettiğini bildirmiştir
İslam uleması dini değerleri inkar ve hafife almanın bir mümini iman dairesinin dışına çıkaracağında ittifak etmişlerdir.
İnsanları tekfir çok tehlikeli ve mesuliyetlidir.Bununla birlikte iman dairesinden çıkarabilecek tehlikelere de çokciddi dikkat çekmişlerdir
Ergun Çapan’ın twitlerine Cemaate yakın bazı isimlerin destek verip İhsan Yılmaz ve diğer akademisyenleri suçlamaları dikkat çekti.
İHSAN YILMAZ NE YAZMIŞTI:
Ali Bulaç Ağabey son birkaç yazısında AKP yüzünden bütün itibarını yitiren İslamcılığın her ideoloji gibi istismara uğradığını ve dindarları bile korkuttuğunu ama özünde iyi, çoğulcu, hakkaniyetli, özgürlükçü ve adil bir siyasal düşünce olduğunu yazıyor.
Kendisinin bu konuda yıllardır düşündüğünü, Medine Vesikası’ndan yola çıkarak (doktoramda hasbelkader benim de üzerinde çalıştığım) çoğulcu ve hatta çok hukuklu bir İslami anayasal sistem teklif ettiğini biliyoruz.
Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...