Selam Tevhid Soruşturması’nda usulsuzlük yapıldığı iddiasına ilişkin Fethullah Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen, Emre Uslu ve eski emniyet müdürü Yurt Atayün’ün de aralarında bulunduğu 55’i tutuklu 122 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşması yarın yapılacak.
Bu önemli dava ile ilgili olarak, Silivride tutuklu bulunan eski emniyet müdürü Yurt Atayün’den twittir çok çarpıcı açıkllamalar geldi.
İŞTE O AÇIKLAMALAR
Sizlere Asrın casusluk davası olan Selam Tevhid terör örgütüne yönelik soruşturmayı yürüten polisler hakkında.
1 Şubat Pazartesi günü gerçekleştirilecek ilk duruşma öncesi bilgilendirmede bulunmak istiyorum. .Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve A.Taner Kışlalı’nın da aralarında bulunduğu birçok cinayeti gerçekleştiren Selam Tevhid terör örgütünün faaliyetleri ve amacı hakkında gizlenmeye çalışılan gerçekleri kamuoyunun takdirine sunacağım.
.İran, 1979 devrimi sonrası Şia ideolojisini diğer İslam ülkelerine yaymak için planlı ve sitematik bir strateji izlemeye başladı. Bu kapsamda İran’ın en büyük hedefi, tarih boyunca sürekli gölgesi altında kaldığı Anadolu toprakları yani Türkiye oldu.
Türkiyenin direncinin zayıflaması için bölücü örgüte el altından destek verirken diğer yandan radikal sağ gruplara adamlarını yerleştirdi. .Radikal grupları örgütleyen bu şahıslar bir süre sonra tamamen Şia anlayışına yakın yapılanmalarla kendi gruplarını oluşturmuşlardır.
Bunlardan başlıcaları Hizbullah, İrfan Çağrıcı grubu ve Selam Tevhid örgütüdür. Bu grublar içerisinde en dikkat çekeni Selam Tevhid örgütüdür.Türkiye bu örgütü aydın isimlere düzenlediği bombalı eylemlerle tanımıştır.
Aralarında Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve A.Taner Kışlalı’nın da bulunduğu 18 cinayeti bu örgüt gerçekleştirmiştir. Sadece kanlı saldırılarla sınırlı kalmayan örgüt siyasi konjonktürden yararlanarak iç karışıklık oluşmasına zemin hazırlamaya çalışmıştır
Bunun en bariz örneği 28 Şubat’ın fitilini ateşleyen Sincan’daki Kudüs gecesidir.Türkiye aynı figürlerle 2014 yılında da karşılaşmıştır. .2000 yılında yapılan Umut operasyonuyla hücreleri çökertilen örgüt hakkında Yargıtay 2002, 2006 ve 2013 yılında terör örgütü olduğuna karar vermiştir.
Umut operasyonu sonrası strateji değiştiren örgüt silahlı yapılarını yer altına çekerken,devlet kademelerindeki hücrelerini uyandırmıştır. 2003 yılında AKP’nin iktidarı ile birlikte örgüt, devlet kademelerinde kamufle olabilmiş ve kritik kurumlara yerleşebilmiştir.
.İstanbul’da ise örgütü toparlama görevi Kudüs Gecesi’ni organize eden ve örgüt üyeliğinden hapis yatmış H. Avni Yazıcıoğlu’na verilir. .İstanbul Terör polisinin H.Avni Yazıcıoğlu’nu tespit etmesi sonrası örgütle ilgili yeni tespitler de ardı ardına gelir. Örgüte bağlı Şia itikadıyla hayat süren şahısların zaman zaman İran’a gittikleri burada istihbarat eğitimi aldıkları belirlenir.
H.A.Yazıcıoğlu ve çevresinin aldığı eğitimler: Kişi ve araç takibi, fotoğraflama, keşif, gizlenme ve istihbarata karşı koyma. .İran’dan aynı zamanda alınan maddi yardımlar örgüt mensupları tarafından kalem kalem not edilerek İranlı diplomatlara rapor verilir.
Polisin tespit ettiği örgüt mensuplarına ait el yazısı notlara göre diplomatlara rapor edilen konular arasında ABD Başkonsolosluğu, ABD’li ticari kuruluşlar, İsrail Konsolosluğu, Halkalı Nükleer Araştırma Merkezi gibi yerlerin krokileri ve keşifleri de yer almaktadır.
Yukarıda da bahsettiğimiz üzere örgütün yeni dönem stratejisi kamu kurumları, siyasi partiler ve üniversitelere sızmaktır.
Şimdilik bu noktada bırakmak istiyorum. Ancak vereceğim bilgiler belli bir kesimin canını sıkmaya devam edecek.
Bizler, şu an birilerinin elinde oyuncak haline getirdiği adaletin var olduğuna inananlardanız. Duruşma gününü sabırsızlıkla bekliyoruz. Bizler gönül rahatlığıyla gerçekleri ortaya koyarken bu gerçekleri örtmeye çalışanların durumlarına acıyor olacağız.
.Asrın Casusluk davasını kapatmaya çalışanların Türk Tarihine kara bir leke olarak geçeceğine hepimiz şahitlik edeceğiz.
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...