Beklediğimiz oluyor, zulümler artıyor.
Ben sadece şu izahları yapıp çekileceğim dostlar:
İnsan en çok ne zamanlar ve hangi durumlarda güç gösterisi yapar?
Eşiniz dostunuzdan, olaylar karşısındaki tutumlarınızdan, çocuklarınızdan, günlük hayattan da bu soruya birçok örnekler bulabilirsiniz.
Paranız cebinizde varken mi ailenizle daha iyisinizdir, yokken mi?
Çocuğunuz başarılı iken mi, yoksa başarısı düşükken mi diğer çocuklar gözünüze batar?
Güç ve zulüm yan yanadır. Dikkat etmek gerekir. Güç sahibi olmak beraberinde kaybetme korkusunu da taşır. Bir süre sonra sıradan davranışlar bile tehdit olarak algılanıp, kişiyi sebepsiz korku ve endişelere sürükler. Aslında bu hastalıktır. Her korku önce kendinde baskı oluşturduğu ve tehlike sinyali verdiği için, çözüm olarak o gücü baskıyla birleştirip zulme dönüştürür.
Tarihe dönüp bakın;
Firavun kendine sonunu anlatan kahinden etkilenip Hz.Musa’nın yaşamasını engellemek için bütün yeni doğmuş bebekleri öldürttüğü zaman ne zamandı? Ve sonunda ne oldu?
Cevap: Korktuğu zamandı ve Hz.Musa sarayda büyüdü.
Yusuf Aleyhisselamı ağabeylerinin kuyuya atıp sağlam ve kanlı gömleğini babasına getirip ‘’Yusuf’u kurtlar parçaladı’’ dedikleri ne zamandı? Ve sonunda ne oldu?
Cevap: Korktukları zamandı ve sonunda Hz.Musa Mısır’a sultan oldu.
Tarih boyu her zulüm, kendi akıbetini bilen zalimlerle süslüdür. Zalim sonunu bile bile ve o sona isyan edercesine gözü dönmüş şekilde akıbetine koşar. Zalimin en korktuğu anlarını, zulmünün arttığından anlarsınız.
Korkunun ecele faydası yok. Ve Kendi düşen ağlamaz. Kendi korkularınız yüzünden üzdükleriniz gibi üzüleceksiniz. Çünkü Sistem adalet üzerinedir.